Translation of "Bulamayacağını" in English

Sorunu bulup bulamayacağını anla.

See if you can find the problem.

Tom'un köpeğini bulamayacağını hissediyordum.

I had a feeling that Tom wasn't going to be able to find his dog.

Tom Mary'nin gerçeği bulamayacağını umuyordu.

Tom was hoping Mary wouldn't find out the truth.

Tom'un bir iş bulamayacağını biliyordum.

- I knew that Tom wouldn't be able to find a job.
- I knew Tom wouldn't be able to find a job.

Onları bulabilip bulamayacağını görmeye git.

Go and see if you can find them.

Onu bulabilip bulamayacağını görmeye git.

Go and see if you can find him.

Tom'un onu asla bulamayacağını düşünmüştüm.

- I figured Tom would never find it.
- I figured that Tom would never find it.

Bir yangın söndürücü bulabilip bulamayacağını görelim.

See if you can find a fire extinguisher.

Git ve Tom'u bulabilip bulamayacağını gör.

Go and see if you can find Tom.

Polisin bizi burada asla bulamayacağını söylediğini düşünmüştüm.

- I thought you said the police would never find us here.
- I thought that you said the police would never find us here.
- I thought that you said that the police would never find us here.

Tom, altın paraları kimsenin bulamayacağını düşündüğü yerde sakladı.

- Tom hid the gold coins where he thought no one would find them.
- Tom hid the gold coins where he thought nobody would find them.

Bütün bu gürültüye neyin sebep olduğunu bulabilip bulamayacağını anlayabilir misin?

Would you see if you could find out what's causing all that noise?

Tom Boston'da yaşamak için bir yer bulup bulamayacağını merak ediyordu.

Tom wondered if he could find a place to live in Boston.

Paramı onu hiç kimsenin asla bulamayacağını düşündüğüm bir yerde saklı tuttum.

I kept my money hidden in a place I thought no one would ever find it.

Tom, Boston'a gideceğini ve orada bir iş bulabilip bulamayacağını göreceğini söyledi.

- Tom said he was going to go to Boston and see if he could find a job there.
- Tom said that he was going to go to Boston and see if he could find a job there.