Translation of "Sorunu" in English

- Sorunu çözdüm.
- Ben sorunu çözdüm.

I solved the problem.

Sorunu sor.

Ask your question.

Sorunu çözebildi.

He was able to solve the problem.

Sorunu tartışalım.

Let's discuss the problem.

Sorunu tartıştık.

We discussed the problem.

Sorunu buldun.

You've found the problem.

Sorunu inceliyorum.

I've been looking into the problem.

Sorunu anlamıyorum.

I don't understand the problem.

Sorunu inceliyoruz.

We're looking into the problem.

Sorunu incelemeliyiz.

We should look into the problem.

Sorunu göremedim.

I don't see the problem.

Sorunu çözemedim.

I wasn't able to solve the problem.

Sorunu bulamadık.

We couldn't find the problem.

Sorunu çözdük.

We've resolved the problem.

Sorunu çözeceğiz.

We'll work the problem out.

Sorunu abartıyorsun.

- You are exaggerating the problem.
- You're exaggerating the problem.

Sorunu buldum.

I found the problem.

- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.

- It was easy for him to solve the problem.
- He was able to solve the problem with ease.
- He was easily able to solve the problem.

Sorunu çözmeyi başardılar.

They were successful in solving the problem.

Sorunu tartışmayı reddediyorum.

I refuse to discuss the question.

Sorunu halledebildin mi?

Could you solve the problem?

Onlarla sorunu tartışacağız.

- We will discuss the problem with them.
- We'll discuss the problem with them.

Biz sorunu tartıştık.

- We debated the problem.
- We discussed the problem.

Sorunu özgürce tartıştık.

We discussed the problem freely.

Sorunu çözmek kolaydır.

It is easy to solve the problem.

Onlarla sorunu tartışalım.

Let's discuss the problem with them.

Onlar sorunu tartışıyorlar.

- They are discussing the problem.
- They're discussing the problem.

Sorunu yarın tartışacaklar.

They will debate the question tomorrow.

O, sorunu anlıyor.

He understands the problem.

Sorunu ebeveynleriyle tartıştı.

He debated on the problem with his parents.

Onun sorunu nedir?

- What is wrong with him?
- What's wrong with him?

Bu sorunu halledebilirim.

I can solve this problem.

Sorunu akılda tutacağım.

I'll keep the matter in mind.

Sorunu onunla tartıştım.

I discussed the matter with her.

Sorunu hafife alma.

Don't underestimate the problem.

Sorunu yanıtladım mı?

Have I answered your question?

Tom'un sorunu nedir?

- What's Tom's problem?
- What is Tom's problem?

Onlar sorunu bulamadı.

They couldn't find the problem.

Tom sorunu anlıyor.

Tom understands the problem.

Sorunu kolaylıkla çözebildi.

He was able to solve the problem with ease.

Tom'la sorunu tartışacağız.

We'll discuss the problem with Tom.

Sorunu çözdük mü?

Did we solve the problem?

Sorunu derinlemesine düşündüm.

I reflected on the problem.

Sorunu çözdün mü?

Did you solve the problem?

Sorunu çözebildin mi?

Were you able to solve the problem?

Sanırım sorunu büyütüyorsun.

I think you're overstating the problem.

Sorunu büyümeden halletmeli.

An ounce of prevention is worth a pound of cure.

Onlar sorunu tartıştılar.

They discussed the problem.

Sorunu cevaplamak zordur.

Your question is hard to answer.

Sanırım sorunu anlıyorum.

I think I see the problem.

Ben sorunu biliyorum.

I know the problem.

Sanırım sorunu buldum.

I think I've found the problem.

Sanırım sorunu bulduk.

I think we found the problem.

Tom'a sorunu açıkladım.

I've explained the problem to Tom.

Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.

We're attempting to correct the problem.

Sorunu çözen sendin.

You were the one who solved the problem.

Uyku sorunu yaşıyorum.

I'm having trouble sleeping.

Uyuma sorunu yaşıyorum.

I'm having trouble getting to sleep.

Tom sorunu cevaplayabilmeli.

Tom should be able to answer your question.

Kolayca sorunu çözdü.

She solved the problem with ease.

Tom sorunu çözebilecek.

Tom will be able to solve the problem.

Onların sorunu neydi?

- What was their problem?
- What was the matter with them?

Belki sorunu cevaplayabilirim.

Maybe I can answer your question.

Bu herkesin sorunu.

This is everyone's problem.

Bu onların sorunu.

It's their problem.

Bu sorunu çözer.

That would fix the problem.

Tom sorunu buldu.

- Tom has found the problem.
- Tom found the problem.

O, sorunu araştırıyor.

He is researching the problem.

Her sorunu düzeltemem.

I can't fix every problem.

Onların sorunu nedir?

What's their problem?

Tom sorunu cevaplamadı.

Tom didn't answer your question.

Sorunu tekrar düşünelim.

Let's reconsider the problem.

Tom sorunu düşündü.

Tom considered the problem.

Henüz sorunu çözemedik.

We haven't been able to solve the problem yet.

Tom sorunu araştırıyor.

Tom has been looking into the problem.

Sorunu çözmek zordu.

The problem was difficult to solve.

Tom sorunu çözebildi.

Tom was able to solve the problem.

Tom sorunu inceliyor.

Tom is looking into the problem.

Sorunu çözmeye çalışıyorum.

I'm trying to solve the problem.

Sanırım sorunu çözdüm.

I think I've solved the problem.

O, sorunu çözmez.

That doesn't solve the problem.

Bu sorunu hallettirdik.

We've got this problem licked.

Bu, sorunu çözmeli.

That should solve the problem.

Sorunu çözebilir misin?

Can you correct the problem?

Sorunu onunla tartışırdım.

I used to debate the problem with her.