Translation of "Bulabilip" in English

Bir harita bulabilip bulamayacağımı göreceğim.

I'll see if I can find a map.

Bir taksi bulabilip bulamayacağımı göreceğim.

I'll see if I can find a cab.

Onları bulabilip bulamayacağını görmeye git.

Go and see if you can find them.

Onu bulabilip bulamayacağını görmeye git.

Go and see if you can find him.

Eve giden yolumuzu bulabilip bulamayacağımıza bakalım.

Let's see if we can find our way home.

Tom'un nereye gittiğini bulabilip bulamayacağıma bakacağım.

I'll see if I can find out where Tom went.

Yiyecek bir şey bulabilip bulamayacağıma bakacağım.

I'll see if I can find something to eat.

Tom'un nerede olduğunu bulabilip bulamayacağımı göreceğim.

I'll see if I can find out where Tom is.

Biraz yiyecek bulabilip bulamayacağımı görmeye gideceğim.

I'll go see if I can find some food.

Bir yangın söndürücü bulabilip bulamayacağını görelim.

See if you can find a fire extinguisher.

Git ve Tom'u bulabilip bulamayacağını gör.

Go and see if you can find Tom.

Tom'un ne yapmamızı istediğini bulabilip bulamayacağımı göreceğim.

I'll see if I can find out what Tom wants us to do.

İçecek bir şey bulabilip bulamayacağımı görmeye gideceğim.

I'll go see if I can find us something to drink.

Daha iyi bir plan bulabilip bulamayacağımızı görelim.

Let's see if we can come up with a better plan.

Bir dakika. Onu bu kitapta bulabilip bulamayacağıma bakacağım.

Just a minute. I'll see if I can find it in this book.

Bütün bu gürültüye neyin sebep olduğunu bulabilip bulamayacağını anlayabilir misin?

Would you see if you could find out what's causing all that noise?

Bu beyefendiyi koltuğuna götürmek için bir teşrifatçı bulabilip bulamayacağına bak.

See if you can find an usher to take this gentleman to his seat.

Tom, Boston'a gideceğini ve orada bir iş bulabilip bulamayacağını göreceğini söyledi.

- Tom said he was going to go to Boston and see if he could find a job there.
- Tom said that he was going to go to Boston and see if he could find a job there.