Translation of "Bulamadık" in English

- Onu bulamadık.
- Bulamadık.

- We didn't find it.
- We didn't find him.
- We haven't found him.
- We haven't found it.
- We have not found it.

Yok bulamadık

no we couldn't find

Onu bulamadık.

We couldn't find it.

Tom'u bulamadık.

- We haven't been able to find Tom.
- We couldn't locate Tom.
- We weren't able to find Tom.

Sorunu bulamadık.

We couldn't find the problem.

Biz Tom'u bulamadık.

We couldn't find Tom.

Biz onu bulamadık.

We didn't find her.

- Onun nerede olduğunu bulamadık.
- Onun bulunduğu yeri bulamadık.

We couldn't find out her whereabouts.

Hiçbir önemli sinyal bulamadık.

we actually couldn't find any significant signal whatsoever.

Onu hiçbir yerde bulamadık.

We couldn't find it anywhere.

Bizler Sadece henüz bulamadık.

we just haven't found it yet.

Tom'un kontak lenslerini bulamadık.

We couldn't find Tom's contact lens.

Biz onları henüz bulamadık.

We haven't found them yet.

Biz bir şey bulamadık.

We couldn't find anything.

Gerçek problemin ne olduğunu bulamadık.

We haven't been able to find out what the real problem was.

Biz çok fazla şey bulamadık.

We haven't been able to find out much else.

Biz de derede altın bulamadık.

- We haven't found gold in the brook either.
- We also failed to find gold in the brook.

Biz sadece bir şey bulamadık.

We just couldn't find anything.

Biz bir çıkış yolu bulamadık.

We were unable to find a way out.

Biz kargonun ne zaman geleceğini bulamadık.

We haven't been able to find out when the shipment will arrive.

- Tom'u bulamadık.
- Tom'un yerini tespit edemedik.

We couldn't locate Tom.

Neden o binaya girmemize izin verilmediğimizi bulamadık.

We haven't been able to find out why we weren't allowed to enter that building.

Bizim için tüm faturalarımızı kimin ödediğini bulamadık.

We haven't been able to find out who paid all our bills for us.

Her yerde aradık, ancak hiçbir şey bulamadık.

We searched everywhere but found nothing.

Ve kadınlarla erkekler arasında kesinlikle hiçbir farklılık bulamadık,

and we found absolutely no differences between men and women

Böyle bir olgunun varlığı için hiçbir somut kanıt bulamadık.

We could find no concrete evidence for the existence of such a phenomenon.

Verilen büyük bilimsel çabalara rağmen kesin bir tedavi yöntemi bulamadık.

And despite enormous scientific endeavor, we have not yet found a conclusive cure.

112 yıl geçti ve biz hala bu sorulara bir cevap bulamadık

112 years have passed and we still haven't found an answer to these questions