Translation of "Binmekten" in English

0.005 sec.

Examples of using "Binmekten" in a sentence and their english translations:

Ata binmekten hoşlanırım.

I enjoy horseback riding.

Otobüse binmekten hoşlanmam.

I don't like riding buses.

Ata binmekten hoşlanmam.

I don't enjoy horseback riding.

Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.

We all like cycling.

Ben trenlere binmekten hoşlanırım.

I like to ride on trains.

Ben arabaya binmekten usanıyorum.

I'm getting sick of the ride.

Uçağa binmekten başka seçeneğim yoktu.

I had no choice but to take the plane.

Tom bisiklete binmekten zevk aldı.

Tom enjoyed cycling.

Bisiklete binmekten çok fazla hoşlanmıyorum.

I don't like riding a bicycle very much.

Yürümek taksiye binmekten daha hızlı olacaktır.

It'll be quicker to walk than to take a taxi.

Yürüyerek arabaya binmekten daha hızlı işe varabilirim.

I can get to work faster by walking than by taking the car.

- Ata binmekten hoşlanmam.
- At sırtında gitmekten keyif almıyorum.

I don't enjoy horseback riding.

Eğer yağmur başlarsa biz bisiklete binmekten vazgeçmek zorunda kalacağız.

If it starts raining we'll have to give up on our bike ride.

O ne zaman olursa olsun, bir otobüse binmekten hoşlanmaz.

He does not like to take a bus, no matter when.

Tom'un köpeği, Tom'un kamyonetinin arkasına binmekten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Tom's dog seems to enjoy riding in the back of Tom's pickup truck.