Translation of "Otobüse" in English

- Otobüse binmeyeceğim.
- Otobüse binmiyorum.

I'm not taking the bus.

Otobüse bin.

Take the bus.

Otobüse binin.

Get on the bus.

Otobüse binecek.

She is going to take the bus.

Otobüse biniyorum.

I'm getting on the bus.

Otobüse binebilirim.

I can take the bus.

Otobüse binelim.

Let's take the bus.

Otobüse bindim.

I boarded the bus.

Sırayla otobüse binin.

Get on the bus in turn.

Bir otobüse bin.

Take a bus.

Otobüse binmeli miyim?

Should I take the bus?

Nerede otobüse binerim?

Where do I get the bus?

Hadi otobüse binelim.

Let's get on the bus.

Bu otobüse binemezsin.

You can't get on this bus.

Tekrar otobüse bindim.

I took the bus back.

Son otobüse yetiştim.

I caught the last bus.

Haydi otobüse binelim.

Let's take a bus.

Sonraki otobüse bin.

Take the next bus.

Son otobüse yetişmiştim.

- I caught the last bus.
- I was in time for the last bus.

Tom otobüse binecek.

- Tom will take the bus.
- Tom is going to take the bus.

Tom otobüse binmedi.

Tom didn't get on the bus.

Tom otobüse bindi.

- Tom got on the bus.
- Tom boarded the bus.

Yanlış otobüse bindi.

He took the wrong bus.

Steve otobüse biniyor.

Steve is getting on the bus.

Neden otobüse binmedin?

Why didn't you take the bus?

Ben otobüse bindim.

- I got on the bus.
- I boarded the bus.

Otobüse binmekten hoşlanmam.

I don't like riding buses.

Ben otobüse binmedim.

I didn't get on the bus.

Tom otobüse binebilir.

Tom can take the bus.

Şuradaki otobüse binebilirsin.

You can get on the bus over there.

Aynı otobüse düştük.

We happened to be on the same bus.

Otobüse ne oldu?

What happened to the bus?

Neden otobüse binmiyoruz?

Why don't we take a bus?

- Yanlışlıkla yanlış otobüse bindi.
- Kazara yanlış otobüse bindi.

He took the wrong bus by mistake.

- Her zaman otobüse binerim.
- Ben her zaman otobüse binerim.

- I always take a bus.
- I always take the bus.

- O kesinlikle yanlış otobüse bindi.
- Kesinlikle yanlış otobüse bindi.

She definitely took the wrong bus.

Ben yanlış otobüse bindim.

- I got on the wrong line.
- I got on the wrong train.

Kaç numaralı otobüse bineceğim?

What number bus do I take?

Yağmur yağdığında, otobüse biner.

When it rains, she takes the bus.

Nerede bir otobüse binebilirim?

- Where can I catch a bus?
- Where can I take the public bus?

Yanlış otobüse binmem dikkatsizlikti.

It is careless of me to take the wrong bus.

Bu otobüse nerede bindin?

Where did you get on this bus?

Otobüse ilk onlar bindi.

They were the first to get into the bus.

Otobüse binmek zorunda mıyız?

Do we have to take the bus?

5 numaralı otobüse binmelisin.

You should take bus no. 5.

Bir sonraki otobüse bineceğim.

- I'll take the next bus.
- I'm going to get on the next bus.

O otobüse geç kalmıştı.

She was late for the bus.

Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.

If I miss the train, I'll get on the bus.

Otobüse elli kişi binebilir.

Fifty people can ride on the bus.

Otobüse nerede bineceğimi bilmiyordum.

I didn't know where to get the bus.

Uyuyakalmışım ve otobüse yetişemedim.

I overslept and was not able to catch the bus.

Otobüse geç kalabileceğimden korkuyordum.

- I was afraid that I might be late for the bus.
- I was afraid I might be late for the bus.

5 numaralı otobüse binmelisiniz.

You should take the number 5 bus.

Her zaman otobüse binerim.

I always take the bus.

Bir sonraki otobüse yetişeceğim.

I'm going to catch the next bus.

Otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.

It was raining when I took the bus.

Biz otobüse orada bindik.

We got on the bus there.

Ben otobüse geç kalacağım.

I'm going to be late for the bus.

Otobüse binmeyi tercih ederim.

I'd rather take the bus.

Tesadüfen aynı otobüse bindik.

We happened to get on the same bus.

Çocukların otobüse bindiğini gördük.

We saw the child get on the bus.

Tom yanlış otobüse bindi.

- Tom got on the wrong bus.
- Tom took the wrong bus.

Tom'u bir otobüse bindir.

Put Tom on a bus.

Onların otobüse bindiğini gördüm.

I saw them get on a bus.

Gelen ilk otobüse bineceğim.

I will take the first bus that comes.

Biz aynı otobüse bindik.

We got on the same bus.

Hangi otobüse bineceğimizi bilmiyorduk.

We didn't know which bus to take.

Biz Shinjuku'da otobüse bindik.

We got on the bus at Shinjuku.

Yanlış otobüse binmiş olmalı.

She must have taken the wrong bus.

Otobüse binmek daha ucuz.

It's cheaper to take the bus.

Hayır, Linda otobüse binecek.

No, Linda will take the bus.

Tom otobüse binmemizi söyledi.

Tom told us to get on the bus.

Neden Tom otobüse binmedi?

Why didn't Tom get on the bus?

Acele et, otobüse zamanında yetişeceksin.

Hurry up, and you will be in time for the bus.

Mike'ın yanlış otobüse bindiği açık.

It is clear that Mike took the wrong bus.

Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim.

I'd rather walk than take a bus.

5 numaralı otobüse binmen gerek.

You should take the number 5 bus.

Her gün otobüse nerede binersin?

Where do you get on the bus every day?

Otobüse yetişmek için acelesi var.

He is in a hurry to catch the bus.

Ben yanlış bir otobüse bindim.

I took the wrong bus.

Otobüse ödemek için param yok.

- I have no money to pay for the bus.
- I don't have any money to pay for the bus.

Ken kazara yanlış otobüse bindi.

Ken took the wrong bus by mistake.

Hangi otobüse binmemiz gerektiğini bilmiyorduk.

We didn't know which bus we should take.

7 numaralı otobüse nerede binebilirim?

- Where do I get on the number 7 bus?
- Where can I catch the number 7 bus?