Translation of "Ata" in English

Ata bin.

Get on the horse.

Ata bindim.

I got on the horse.

Ata binerim.

I ride a horse.

Ata binmem.

I don't ride horses.

- Ata binebilir misin?
- Ata binmeyi biliyor musun?

Can you ride a horse?

Sen ata binemezsin.

You can't ride a horse.

O ata binebilir.

He can ride a horse.

Bir ata bin.

Get on a horse.

Mustafa ata bak.

Mustafa, look at the horse.

Tom ata baktı.

Tom looked at the horse.

Ata binebilir misin?

Can you ride a horse?

Tom ata binemez.

Tom can't ride a horse.

O ata bindi.

She mounted the horse.

Hemen ata bin!

Get on the horse immediately!

Ata binmekten hoşlanırım.

I enjoy horseback riding.

Bir ata binemem.

I can't ride a horse.

Ata binmeyi bilmiyorum.

I don't know how to ride a horse.

Ata binmeye gidelim.

Let's go horseback riding.

Ata binecek mi?

Will she ride the horse?

Ata binmekten hoşlanmam.

I don't enjoy horseback riding.

- Nasıl ata binileceğini biliyor musun?
- Ata binmeyi biliyor musun?

Do you know how to ride a horse?

- Ata binmeyi de biliyorum.
- Ata binmesini ben de biliyorum.

I also know how to ride a horse.

ata binmiyorlar rahat olun

they are not riding, relax

Ata binmek çok eğlencelidir.

- Riding a horse is great fun.
- Riding a horse is a lot of fun.

Hiç ata bindin mi?

Have you ever ridden a horse?

Tom eyersiz ata bindi.

Tom rode the horse bareback.

O, kolayca ata bindi.

She mounted the horse with ease.

Ben bir ata binebilirim.

I can ride a horse.

O, ata binmeyi sever.

He enjoys horseback riding.

Bu ata haftalardır binilmedi.

This horse hasn't been ridden in weeks.

Bir ata binmek istiyorum.

- I want to ride a horse.
- I want to go horseback riding.

Ata binmeyi biliyor musun?

Can you ride a horse?

Tom ata hiç binmedi.

Tom has never ridden a horse.

Bu köpek ata benziyor.

This dog looks like a horse.

Gerçekten ata binmeyi severim.

I really like riding horses.

Tom bir ata binebilir.

Tom can ride a horse.

O, ata yiyecek verdi.

He fed the horse.

Ben ata binmeye giderdim.

I used to go horseback riding.

Eyeri yanlış ata koymayın.

Don't put the saddle on the wrong horse.

Hangi ata bahis oynadın?

Which horse did you bet on?

Ben hiç ata binmedim.

I've never ridden a horse.

Dün ata binmeye gittik.

We went horseback riding yesterday.

Hâlâ ata binebilir misin?

Can you still ride a horse?

Tom ata binmeyi bilmiyor.

Tom doesn't know how to ride a horse.

Tom ata hiç binmemişti.

Tom had never been on a horse.

Tom ata binmekte iyidir.

Tom is good at riding horses.

- Ben de bir ata binebilirim.
- Ata binmesini ben de biliyorum.

I can ride a horse, too.

- O ata binebileceğini mi sanıyorsun?
- Bu ata binebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can ride that horse?

Bir ata nasıl bineceğimi biliyorum.

- I can ride a horse.
- I know how to ride a horse.

Ben ata binemem. Bacağım kırık.

I cannot ride a horse. My leg is broken.

Daha önce hiç ata binmedim.

- I've never been on a horse before.
- I've never ridden a horse before.

Ata binmek pahalı bir hobidir.

Horse riding is an expensive hobby.

Tom hiç ata bindi mi?

Has Tom ever ridden a horse?

Alma Ata benim favori şehrim!

Almaty is my favorite city!

Bu, ata benzeyen bir köpek.

- This is a dog resembling a horse.
- This is a dog that resembles a horse.

Bir ata binmeyi denemek istiyorum.

I want to try riding a horse.

Ara sıra ata binmeyi severim.

I like to ride a horse now and then.

Ben de bir ata binebilirim.

I can ride a horse, too.

O, bir ata binmede iyidir.

He is good at riding a horse.

Şimdi ata bir içki vereceğim.

I'll give the horse a drink now.

Çocuk ilk kez bir ata bindi.

The boy rode a horse for the first time.

Yerinde olsam o ata bahis oynamam.

I wouldn't bet on that horse if I were you.

Bu ilk kez bir ata binişim.

- This is the first time I've ridden a horse.
- This is the first time that I've ridden a horse.

Ata binmek konusunda hiçbir şey bilmiyorum.

I don't know anything about riding horses.

Dün ilk kez bir ata bindim.

I rode a horse for the first time yesterday.

Nasıl ata binileceğini bana öğretebilir misin?

Can you teach me how to ride a horse?

O ata binme. O seni atacaktır.

Don't ride that horse. He'll throw you.

Bir süre bu ata binebilir miyim?

Can I ride this horse for a while?

Ata sözünde belirtildiği gibi, vakit nakittir.

As the proverb goes, time really is money.

Bir ata binmek gerçekten heyecan verici.

Riding a horse is really thrilling.

Tom bir ata nasıl bineceğini biliyor.

- Tom knows how to ride a horse.
- Tom can ride a horse.

Her zaman bir ata binmek istemişimdir.

I've always wanted to ride a horse.

Tom, Mary'ye ata nasıl binileceğini gösterdi.

Tom showed Mary how to ride a horse.

Sami, Leyla'ya ata binmeyi teklif etti.

Sami offered Layla a ride.

O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.

She enjoys dancing and horseback riding.

Yolculuğum için iyi bir ata ihtiyacım var.

I need a good steed for my voyage.

Her zaman bir ata binmeyi denemek istedim.

I've always wanted to try riding a horse.

Bir ata bindiğimden beri bir süre oldu.

- It's been a while since I've ridden a horse.
- It's been a while since I rode a horse.

O, onu bir ata binmeye ikna edemedi.

She couldn't convince him to ride a horse.

Bir prens geldi, beyaz bir ata biniyordu.

A prince arrived, riding a white horse.

- Bir atım yok.
- Bir ata sahip değilim.

- I have no horse.
- I don't have a horse.

Tom bir ata nasıl bineceğini kesinlikle biliyor.

Tom definitely knows how to ride a horse.

Tom büyükbabasının çiftliğindeyken geçen hafta ata bindi.

Tom rode a horse last week when he was at his grandfather's ranch.

Mary'ye ata binmeyi öğreten kişi Tom değildi.

Tom wasn't the one who taught Mary how to ride a horse.

Kara tahtanın başına geçmiş ‘Ali ata bak’ yazıyor.

He is writing on the blackboard, "Ali, look at the horse."

Tom bir ata bindi ve Mary'yi takip etti.

Tom got on a horse and followed Mary.

- O bir ata benziyor.
- O bir atı andırıyor.

He looks like a horse.