Translation of "Belirlenmiş" in English

Bugün önceden belirlenmiş toplantımın günü.

Today is the day of my predestined meeting.

Nedeni kesin olarak belirlenmiş değil.

The cause hasn't been pinpointed.

Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.

You are ten minutes behind the appointed time.

Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.

Tom volunteered to be the designated driver.

Geleceğin aslında belirlenmiş olduğuyla ilgili bir görüşü işaret eder.

is that it implies a view that the future is essentially settled.

- İçmeyi bırak. Belirlenmiş sürücü sensin.
- İçmeyi bırak. Arabayı sen kullanacaksın.

Stop drinking. You're the designated driver.

Biletler kişi başı 30 dolar ve belirlenmiş sürücüler için 13 dolardır.

Tickets are $30 per person and $13 for designated drivers.

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.

In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

- Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.
- Tom ayık şoför olmaya gönüllü oldu.

Tom volunteered to be the designated driver.