Translation of "Sen" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Sen" in a sentence and their arabic translations:

- Peki ya sen?
- Ya sen?

- و أنت؟
- ماذا عنك؟

Sen güzelsin.

أنتِ جميلة

Sen teksin.

أنت الشخص الوحيد.

Sen çabaladın.

لقد حاولت وسعك.

Sen affedildin.

أنت مُسامح.

Sen neredesin?

أين أنت ؟

Ya sen?

و أنت؟

Sen zenginsin.

أنت غني

Sen delisin.

إنك مجنون.

Hey, sen!

هي، أنت!

Sen buradasın.

أنت هنا

Sen yaşlısın.

أنت قديم.

Sen üzgünsün.

أنت منزعج.

Sen endişelisin.

- تقلق.
- تشعر بالقلق.

Sen de.

و أنت أيضا

Sen karamsarsın.

أنت متقلب المزاج.

Sen Emily'sin.

أنتِ إميلي.

Sen meşguldün.

كنت مشغولاً.

Sen Avrupa'dasın!

أنت في أوروبا!

Sen katısın.

أنت قاس

Sen duygusalsın.

أنت حساس (عاطفى)

- Sen neden bahsediyorsun?
- Neden bahsediyorsun sen?

ما الذي تتحدث عنه؟

Sen var ya...

أنت.

''Sen Amerikan erkeğinin

"أنتِ مسؤولة

Sen ata binemezsin.

لا تستطيع ركوب حصان.

Sen cinayetten suçlusun.

إنك مذنب بتهمة القتل.

Sen hiç değişmedin.

أنت لم تتغير مُطلقاً.

Sanırım sen haklısın.

- أعتقد أنك صائب.
- أعتقد أنك مصيب.
- أعتقد أن ما تقوله صحيح.
- أظن أنك محق.

Sen gerçekten ümitsizsin.

لا فائدة من المحاولة معك حقاً.

Sen benimle gelebilirsin.

- يمكنك المجيئ معي.
- بإمكانك القدوم معي.
- يمكنك مرافقتي.

Sen bir ırkçısın.

- أنت عُنصري.
- أنت عُنصرية.

Sen iyi misin?

هل أنتَ بخير؟

İyiyim. Ya sen?

ماذا عنك؟

Sen ağlamaya başladın.

أخذت تبكي.

Sen aptalın tekisin!

أنت غبي.

Sen şaşırmış görünmüyordun.

لم تبدو مندهشا.

Sen kravatını düzeltmelisin.

عليك إصلاح ربطة عنقك.

Manyak mısın sen?

هل أنت مجنون؟

Sen bir meleksin!

- أنت ملاك!
- يا لك من ملاك!

- Sen neredesin?
- Neredesin?

أين أنت ؟

Sen olduğunu biliyordum.

كنت أعلم أنه أنت.

Sen kesinlikle haklısın!

أنت محق تماماً!

Sen İngilizce konuş.

أنت تتكلم الإنجليزيه.

Sen elma seversin.

أنت تحب التفاح.

Sen kimin oğlusun?

آبن من أنت؟

- Sen yakışıklısın.
- Yakışıklısın.

إنك وسيم

Sen çok değiştin.

تغيرتَ كثيرًا.

Sen benim babamsın.

- أنت أبي.
- أنت والدي.

Sen güvenilir değilsin.

لستن أهلا للثقة.

Sanırım sen aptalsın.

أظنّ أنّك أحمق.

Sen yüzebilir misin?

هل تستطيع السباحة؟

Sen ne unuttun?

ماذا نسيت؟

Sen aşağıya bakıyorsun.

أنت تبدو مكتئباً

Sen çok algısalsın.

أنت دقيق الملاحظة.

Sen eşcinsel misin?

هل أنت مثلي الجنس؟

Sen Japon değilsin.

- أنت لست يابانياً.
- أنت لست ياباني

- Sen aptalsın.
- Salaksın.

أنت أحمق.

Sen çok zenginsin.

- إنك فاحش الثراء.
- إنك ثري جدا.

Sen hızlı konuşuyorsun.

- أنت تتكلّم بسرعة.
- أنت تسرع في الكلام.

Peki ya sen?

ماذا عنك؟

Sen gerçekten değiştin.

لقد تغيّرت حقّا.

Sen serbest bırakılacaksın.

سيُطلَق سراحك.

Sen bir meleksin.

أنت ملاك

Sen yardımcı olmuyorsun.

أنت لا تساعد.

Sen benim annemsin.

أنتِ أُمّي.

Sen bir yetişkinsin.

أنت بالغ

- Ben iyiyim. Ya sen?
- Ben iyiyim, ya sen?

انا بخير ، وانت ؟

- Neredeydin?
- Nerelerdesiniz?
- Nerede kaldınız?
- Neredesin sen?
- Neredeydin sen?

أين كنت؟

- Dün sen ne yaptın?
- Sen dün ne yaptın.

ماذا فَعَلتَ بِالأمس؟

- Sen hoş bir çocuksun.
- Sen iyi bir oğlansın.

- أنت ولد مُطيع.
- إنك ولد مهذّب.

- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Sen en iyi arkadaşımsın.

أنت صديقي المفضل.

- Sen Hindistanlı gibi görünüyorsun.
- Öyle görünüyor ki sen Hindistanlısın.

- كأنّك من الهند.
- يبدو أنك من الهند.
- تبدو هنديا.

- Sen ona kötü davrandın.
- Sen ona kötü muamele ettin.

لقد أسأت معاملتها.

Sen kendine şunu soracaksın.

اسأل أنت نفسك.

-Sen ne... -Futbol için.

- ما الذي... - لإفساد كلّ شيء.

sen iki yüzlü değilsin.

وأنت لست بوجهين.

Abi sen kafayı yedin

وإخوانه لقد جن جنونها

sen mi çektin fotoğrafları

هل التقطت صورًا

Şaka yapıyosun sen ya

انت تمزح

Sen gürültüye çok duyarlısın.

أنت حساس جدا للضجيج.

Sen iyi bir öğrencisin.

- أنت طالب جيد.
- أنت نِعْمَ الطالب.

Sen bir korkak değilsin.

إنك لست جباناً.

Sen sevimli bir çocuksun.

يا لك من ولد جميل!

Sen hoş bir çocuksun.

- أنت ولد مُطيع.
- إنك ولد مهذّب.

Sen bir tenis oyuncususun.

أنت لاعب كرة مضرب.

Sen bulaşıkları yıka, Ben.

- إغسل الصحون يا بن.
- إغسل أنت الصحون يا بِن.

Kaza için sen suçlanacaksın.

أنت المخطأ في الحادث.

Sen yarın ziyaret edeceğim.

سأزورك غداً.

Sen benim hayatımı yönetemezsin.

- لا يمكنك التحكم في حياتي.
- لا يمكنك التدخل في حياتي.

Sen iyi bir aşçısın.

أنت طباخ جيد

Sen bir avukat mısın?

هل أنت محامٍ؟

Sen benden daha iyisin.

أنت أحْسَنُ منّي.

Sen iyi bir adamsın.

أَنْتَ رَجُلٌ طَيِّبٌ.

Sen yanlış anahtarı aldın.

أخذتَ مفتاحًا خطأً.