Translation of "Beklemem" in English

0.005 sec.

Examples of using "Beklemem" in a sentence and their english translations:

- Normalde kimse için beklemem.
- Normalde kimseyi beklemem.

I don't usually wait for anybody.

Onu beklemem gerekiyor.

I'm supposed to wait for her.

Kimse için beklemem.

I don't wait for anybody.

Seni beklemem gerekiyor.

I'm supposed to wait for you.

Onları beklemem gerekiyor.

I'm supposed to wait for them.

Tom'u beklemem gerekiyor.

I need to wait for Tom.

Benim burada beklemem istendi.

I was asked to wait here.

Tom beklemem gerektiğini söyledi.

- Tom said I should wait.
- Tom said I had to wait.
- Tom said that I had to wait.

- Beklemek zorundayım.
- Beklemem gerekiyor.

I have to wait.

Onları beklemem gerekiyor mu?

Should I wait for them?

Tom'u beklemem gerekiyor mu?

Should I wait for Tom?

Bana burada beklemem söylendi.

I was told to wait here.

Ne kadar beklemem gerekiyor?

How long will I have to wait?

Beklemem gerektiğini mi düşünüyorsun?

Do you think I should wait?

Sanırım Tom'u beklemem gerekir.

I think I should wait for Tom.

Tom beklemem gerektiğini söylüyor.

Tom says I need to wait.

Burada beklemem gerekir mi?

Should I wait here?

Bana bir süre beklemem söylendi.

I was told to wait for a while.

- Tom'u beklemem gerekiyor.
- Tom'u beklemeliyim.

I'm supposed to wait for Tom.

Ne kadar süre beklemem gerekiyordu?

How long was I supposed to wait?

Tom'un bitirmesini beklemem gerekir mi?

Should I wait for Tom to finish?

Tom'un bitirmesi için beklemem gerekti.

I had to wait for Tom to finish.

Tom uyuyana kadar beklemem gerekti.

I had to wait until Tom was asleep.

Nerede beklemem gerektiğinden emin değildim.

I wasn't sure where I was supposed to wait.

Tom'u burada beklemem gerekiyor mu?

Should I wait for Tom here?

Eve gitmem ve beklemem söylendi.

I was told to go home and wait.

Seni burada beklemem gerekiyor mu?

Should I wait for you here?

Tom'u beklemem gerektiğini mi düşünüyorsun?

Do you think I should wait for Tom?

Ne kadar süre beklemem gerektiğini bilmiyorum.

I don't know how long I should wait.

Tom pazartesiye kadar beklemem gerektiğini söyledi.

- Tom said I have to wait until Monday.
- Tom said that I have to wait until Monday.

Tom'un bunu yapmasını beklemem gerektiğini biliyorum.

- I know I shouldn't have expected Tom to do that.
- I know that I shouldn't have expected Tom to do that.

- Belki beklemem gerekecek.
- Belki beklemek zorunda kalacağım.

Maybe I'll have to wait.

- Daha ne kadar beklemem gerekiyor?
- Daha ne kadar beklemek zorundayım?

How much longer do I have to wait?

- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.

I had to wait twenty minutes for the next bus.