Translation of "Beklemek" in English

0.014 sec.

Examples of using "Beklemek" in a sentence and their english translations:

- Beklemek zorundasın.
- Beklemek zorundasınız.

You have to wait.

Beklemek istemiyorum.

I don't want to wait.

Beklemek zorundayız.

We have to wait.

Beklemek sıkıcıdır.

Waiting is boring.

Beklemek zorundasın.

You have to hold on.

Beklemek istemedim.

I didn't want to wait.

Beklemek istiyorum.

I want to wait.

Beklemek zorundayım.

I'm obliged to wait.

Beklemek istedim.

I wanted to wait.

- Beklemek istediğini düşündüm.
- Beklemek istediğinizi düşündüm.

- I thought you wanted to wait.
- I thought that you wanted to wait.

Beklemek beni öldürüyor!

The suspense is killing me!

Artık beklemek istemiyoruz.

We don't want to wait any longer.

Biz beklemek istedik.

We wanted to wait.

Tom'u beklemek istiyorum.

I want to wait for Tom.

Tom beklemek istemeyecek.

Tom won't want to wait.

Orada beklemek isteyebilirsin.

You might want to wait over there.

Beklemek istersen, anlarım.

I'll understand if you want to wait.

Tek yapabileceğim beklemek.

All I can do is wait.

Tom'u beklemek zorundayız.

- We have to wait for Tom.
- We need to wait for Tom.

Beklemek zorunda olabilirsiniz.

You may have to wait.

Sırada beklemek zorundasın.

You have to wait in line.

Canım beklemek istiyor.

I feel like waiting.

Artık beklemek istemiyorum.

- I don't want to wait any longer.
- I don't want to wait longer.

Tom beklemek istemiyor.

Tom doesn't want to wait.

Tom beklemek istemedi.

- Tom didn't want to wait.
- Tom did not want to wait.

Burada beklemek zorundayız.

We have to wait here.

Tom beklemek istemiyordu.

- Tom didn't want to wait.
- Tom did not want to wait.

Biz beklemek istemiyoruz.

We don't want to wait.

Tren beklemek sıkıcı.

It's boring to wait for a train.

Beklemek ister misin?

Do you want to wait?

Herkes beklemek zorunda.

Everyone has to stay.

Tom beklemek istiyor.

Tom wants to wait.

Onu beklemek istiyorum.

I want to wait for her.

Tetikte beklemek zorundayız.

We have to stay alert.

Beklemek mümkün değil.

- It's not possible to wait.
- It isn't possible to wait.

Tom'u beklemek istemiyorum.

I don't want to wait for Tom.

Beklemek ister misiniz?

Would you like to wait?

Beklemek gerekli değil.

It's not essential to wait.

Seni beklemek istemiyorum.

I don't want to wait for you.

Beklemek için hazırım.

I'm prepared to wait.

Ben beklemek zorundaydım.

I had to wait.

Beklemek için oturdum.

I sat down to wait.

Beklemek zorunda kalacağım.

I'll have to wait.

Canım beklemek istemedi.

I didn't feel like waiting.

Canım beklemek istemiyor.

I don't feel like waiting.

Beklemek zorunda hissettim.

I felt I had to wait.

Tom beklemek istiyordu.

Tom wanted to wait.

Beklemek zorunda mıyız?

Do we have to wait?

Biraz beklemek zorundasın.

You have to wait a bit.

Burada beklemek zorundayım.

I have to wait here.

- Tom'u beklemek zorunda mıyız?
- Tom için beklemek zorunda mıyız?

Do we have to wait for Tom?

çalışmaların bitmesini beklemek zorundayız

we have to wait for the work to finish

Tüm yapman gereken beklemek.

All you have to do is to wait.

Bütün yapman gereken beklemek.

All you have to do is wait.

Barda beklemek ister misin?

- Would you like to wait in the bar?
- Do you want to wait in the bar?

Bir tren beklemek sıkıcı.

- It's boring to wait for a train.
- Waiting for a train is tedious.

O seni beklemek istemiyor.

He doesn't want to wait for you.

Tom beklemek zorunda kalacak.

Tom will have to wait.

Evlenene kadar beklemek istiyorum.

I want to wait until I'm married.

Evlenene kadar beklemek istiyor.

She wants to wait until she's married.

Arabada beklemek ister misin?

Do you want to wait in the car?

Tom beklemek isteyen kişidir.

Tom is the one who wants to wait.

Yarına kadar beklemek istemiyorum.

I don't want to wait until tomorrow.

Sık sık beklemek zorundayız.

We have to wait often.

Sadece beklemek zorunda kalacaksın.

You'll just have to wait.

Burada beklemek zorunda kalacaksın.

You'll have to wait here.

Üniversiteye kadar beklemek istiyorum.

I want to wait until college.

Tom beklemek zorunda kaldı.

Tom had to wait.

En kötüsünü beklemek zorundayız.

We have to expect the worst.

- Beklemek zorundayım.
- Beklemem gerekiyor.

I have to wait.

Sırada beklemek zorunda değilsin.

You don't have to wait in line.

Tom beklemek için oturdu.

Tom sat down to wait.

Onlar beklemek zorunda kalacaklar.

They'll have to wait.

Bu beklemek zorunda kalacak.

This will have to wait.

Belki beklemek zorunda kalmayız.

Maybe we won't have to wait.

Ara sıra beklemek zorundasın.

You have to expect that once in a while.

Sadece beklemek zorunda kalacağız.

We'll just have to wait.

Biz neden beklemek zorundayız?

Why do we have to wait?

Şimdi tüm yapabileceğim beklemek.

All we can do now is wait.

Biz onu beklemek zorundayız.

We have to wait for him.

Gereğinden fazla beklemek istemiyorum.

I don't want to wait any longer than necessary.

Bütün yapabileceğimiz Tom'u beklemek.

All we can do is wait for Tom.

Çok beklemek zorunda kalmadım.

I didn't have to wait long.

Beklemek zorunda kalacak mıyız?

Will we have to wait?

Ben onları beklemek istiyorum.

I want to wait for them.

Ben onu beklemek istiyorum.

I want to wait for him.

Onların uyanmasını beklemek zorundaydım.

I had to wait for them wake up.

Onun uyanmasını beklemek zorundaydım.

I had to wait for him wake up.