Translation of "Bekçi" in English

Bekçi öldü.

The guard is dead.

Tom bir bekçi.

- Tom is a guard.
- Tom is a rent-a-cop.
- Tom's a rent-a-cop.

Bekçi onu yakaladı.

The guard grabbed her.

Bu bekçi çok güçlü.

This guard is very strong.

Bu durumda, kuledeki bekçi yerine

In this case, it's not a guard in a tower,

Bazısında çöpçü bazen de bekçi

sometimes the scavenger sometimes the watchman

Tom bir yarı zamanlı bekçi.

Tom is a part-time guard.

Biz bir bekçi köpeği lazım.

We need a watchdog.

Tom bir bekçi, değil mi?

Tom is a guard, isn't he?

Belki bir bekçi köpeği almamız gerekiyor.

Maybe we need to get a watchdog.

O bir bekçi kılığında bankaya girdi.

He went into the bank in the disguise of a guard.

Düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu

there was irregularity, the guard was enforcing the law

Yabancıları yaklaştırmamak için bir bekçi köpeği aldı.

He bought a guard dog to keep out intruders.

Tom bekçi köpeğine bir parça et attı.

Tom threw a piece of meat to the watchdog.

Çocuklar çimi çiğnediler ve bekçi onları azarladı.

The children trampled on the grass and the guard scolded them.

Tom bekçi köpeklerinin eğitimi hakkında bir kitap arıyor.

Tom is looking for a book about training guard dogs.

Ne tür bir köpek en iyi bekçi köpeği olur?

What kind of dog makes the best guard dog?

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

A guard is outside.

Her zaman havlayan bir köpek iyi bir bekçi köpeği değildir.

A dog that barks all the time isn't a good watchdog.

Sürekli havlayan bir köpek her zaman iyi bir bekçi köpeği değildir.

A dog that barks all the time doesn't make a good watch dog.