Translation of "Başlama" in English

0.005 sec.

Examples of using "Başlama" in a sentence and their english translations:

Başlama zamanı.

Time to begin.

Bensiz başlama.

Don't start without me.

Daha başlama.

Don't start yet.

Neredeyse başlama zamanı.

It's almost time to get started.

Neredeyse başlama zamanıdır.

It's about time to start.

Sanırım başlama zamanı.

I think it's time to get started.

Panik yapmaya başlama.

Don't start panicking.

Onu yapmaya başlama.

Don't start doing that.

Paranoyak olmaya başlama.

Don't start getting paranoid.

Ona tekrar başlama.

Don't start that again.

Baştan başlama zamanı.

It's time to start over.

Neredeyse başlama zamanımız.

It's about time we get started.

Lütfen başlama, Leyla.

Please don't start, Layla.

Şimdi başlama vakti.

It's time to start now.

Hemen başlama kararı aldık.

We agree to start at once.

Şimdi eğitimine başlama zamanı.

Now it's time to start studying.

Bana dil dökmeye başlama.

Don't try to sweet talk me.

O şekilde konuşmaya başlama.

Don't you start talking like that.

Şimdi ağlamaya başlama, Tom.

Now don't start crying, Tom.

Bitiremeyeceğin bir şeye başlama.

Don't start something you can't finish.

Ekonomik küçülmeye başlama zamanı.

It's time to begin downsizing.

- Henüz başlamayın.
- Daha başlama.

Don't start yet.

Lütfen ona tekrar başlama.

Please don't start that again.

Bitiremiyeceğin bir şeye başlama.

Don't start anything you can't finish.

Henüz tezahürat yapmaya başlama.

Don't start cheering yet.

Neredeyse toplantının başlama zamanı.

It's almost time for the meeting to start.

Çamaşır yıkamaya başlama zamanı.

Time to start the laundry.

- Biz olmadan başlama.
- Biz olmadan başlamayın.
- Bizsiz başlama.
- Bizsiz başlamayın.

Don't begin without us.

Bir cümleye "ama" ile başlama.

Don't start a sentence with "but".

Sanırım hazırlanmak için başlama zamanı.

I think it's time to start getting ready.

Noel alışverişi ile başlama zamanı.

It's time to get started with the Christmas shopping.

Şimdi bunu yapmaya başlama zamanı.

Now is the time to start doing that.

Doğum, yaşam macerası için başlama noktasıdır.

Birth is the starting point for life's adventures.

Belki de programlamayı öğrenmeye başlama zamanı.

Maybe it's about time I started learning to do programming.

Tom Fransızca öğrenmeye başlama kararı verdi.

Tom has decided to start studying French.

Şimdi bunu yapmaya başlama zamanı değil.

Now isn't the time to start doing that.

Bu, durumu nasıl iyileştireceğimizi düşünmeye başlama zamanı.

It's time for us to start thinking about how we can improve the situation.

Insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

we need people to feel comfortable seeking them.

Bu, başkanın göreve başlama töreninin ertesi günü oldu.

This was the day after the presidential inauguration.

Onun ayakta durması herkesin odadan çıkmaya başlama işaretiydi.

His standing up was the signal for everybody to start leaving the room.

Tom'a gitmek için hazırlanmaya başlama zamanı olduğunu söyle.

Tell Tom it's time to start getting ready to leave.

O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.

She was disqualified from the race for two false starts.

- Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
- Onlar başlama işareti için bekliyorlardı.

- They were waiting for the go-ahead.
- They were waiting for the signal to start.

- Tom başlama izni verdi mi?
- Tom yeşil ışık yaktı mı?

Has Tom given the go-ahead?

Belki de, ateistler için de herkese mutluluk mesajlarını yaymak için kapıları çalmaya başlama vaktidir.

It might be time for Atheists to start knocking on doors too, to spread their message of happiness to the world.