Translation of "Zamanımız" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Zamanımız" in a sentence and their japanese translations:

Zamanımız yok.

もう時間はない。

Zamanımız var.

私たちには時間がある。

- Çok fazla zamanımız var.
- Çok zamanımız var.

時間はたくさんあります。

Hiç zamanımız yok.

- もう時間はない。
- うちらには時間がないんだよ。

Gitme zamanımız geldi.

出かける時間だ。

Hâlâ zamanımız var.

まだ時間がある。

Keşke zamanımız olsa.

私達に時間が有ればよかったのにと思うよ。

Gerçekten zamanımız yok.

私たちには本当に時間がありません。

Ayıracak zamanımız var.

- 余分の時間がたくさんある。
- 私たちには時間がある。

Çok zamanımız var.

時間はたっぷりあります。

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

まだたっぷり時間はあります。

Bizim yeterince zamanımız var.

時間は十分にある。

Ayıracak bol zamanımız var.

余分の時間がたくさんある。

Çok fazla zamanımız var.

- 時間はたっぷりあります。
- 私たちは時間がたくさんある。

Her türlü zamanımız var.

時間はたっぷりある。

Bizim fırtınalı bir zamanımız oldu.

我々はつらい目にあった。

Keşke biraz daha zamanımız olsa.

- もっと時間があったらいいのだが。
- もっと時間があればいいのに。

Hâlâ bir sürü zamanımız kaldı.

- まだ時間は十分ある。
- まだ時間はたっぷりある。
- まだ時間はたくさん残っている。

Fazla zamanımız yok, acele edelim.

時間がない、急ごう。

Bu gece çok zamanımız var.

今夜は十分な時間がある。

Onu yapacak çok zamanımız var.

- 私たちはそれをやるための多くの時間がある。
- 私たちには、それをやるための多くの時間がある。

Konserimden önce biraz zamanımız var.

コンサートの前で少ししか時間がありません。

Acele et! Çok zamanımız yok.

早くしなさい。あまり時間が無いんだ。

Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.

それを議論する時間はまだ十分ある。

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

列車に十分間に合うだけの時間がある。

Bizim neredeyse kahvaltı için zamanımız yoktu.

朝食をとる時間がほとんどない。

Öğle yemeği için neredeyse zamanımız yoktu.

昼食をとる時間がほとんどなかった。

Trene yetişmek için yeterli zamanımız var.

列車に乗るのに十分な時間がある。

Yemek yemek için yeterli zamanımız var.

食事をする時間はたっぷりある。

Yemek yemek için çok zamanımız var.

食事をする時間はたっぷりある。

- Yeterli vaktimiz yok.
- Yeterli zamanımız yok.

私たちの時間が足りない

Boşa geçirecek çok az zamanımız var.

ぐずぐずしている時間はほとんどない。

- Hâlâ zamanımız var.
- Yeterince vakit var.

まだ時間がある。

Daha önceleri daha çok zamanımız var sanırdık.

当時 私達にはもっと猶予があるのだと 思っていました

Bir sonraki trenden önce az zamanımız var.

次の列車までまだ少し時間がある。

Akşam yemeği yemek için neredeyse zamanımız yoktu.

私達は食事をする時間がほとんどなかった。

Sadece soruyu cevapla lütfen. Çok zamanımız yok.

質問だけ答えてください。じかんはありません。

Saat ona yaklaştı. Yatmaya gitme zamanımız geçti bile.

- ほぼ10時だ。そろそろ寝る時間だ。
- もうちょっとで十時だ。そろそろ私たちの寝る時間だ。
- もうすぐ十時。そろそろ寝る時間だ。

Daha sonra köpeğe bakacak zamanımız olup olmadığını düşünelim.

次に私達に犬の世話をする時間があるか今一度考えてみましょう。

Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım.

時間が切れたので会見を早く切り上げなければならなかった。

Zamanımız bitti, bu yüzden sunumumuzu kısa kesmek zorunda kaldık.

時間が来たので私たちは発表を短めにしなければなりません。

- Bunu bitirmek için ne kadar zamanımız var?
- Bunu ne kadar zamanda bitirmek zorundayız?

あとどのくらいで仕上げなければならないの?

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun? Bizim bol zamanımız var, bu nedenle güvenli bir şekilde sür.

そんなに慌てて運転して、一体、どこへ行こうってんだよ。時間はあるんだから、安全運転してくれよ。