Translation of "Başınıza" in English

0.005 sec.

Examples of using "Başınıza" in a sentence and their english translations:

Tek başınıza düşünmelisiniz.

You must think by yourselves.

Tek başınıza ne yapıyorsunuz?

What're you doing by yourself?

Bunu tek başınıza yapmayın.

Don't do that by yourself.

- Bunu tek başınıza yapmanız gerekecek.
- Bunu tek başınıza yapmak zorunda kalacaksınız.

You'll have to do that by yourself.

Oraya kendi başınıza gitmeye çalışın.

Try to drive there on your own.

Bunu tek başınıza yaptığınıza inanamıyorum.

I can't believe you did this by yourself.

Böyle kendi başınıza gitmenizden hoşlanmıyorum.

I don't like you going off on your own like this.

Burada tamamen tek başınıza mısınız?

Are you here all by yourself?

Oraya kendi başınıza gitmemenizi öneririm.

I recommend that you don't go there by yourself.

Onu tek başınıza yapamayacağınızı biliyorum.

- I know that you won't be able to do that by yourself.
- I know you won't be able to do that by yourself.

Bunu kendi başınıza yapmaya çalışmayın.

Don't try to do that by yourself.

Bunu kendi başınıza yapacağınızı bilmiyordum.

- I didn't know you were going to do that by yourself.
- I didn't know that you were going to do that by yourself.

Bunu kendi başınıza yapabilir misiniz?

Can you do that on your own?

Hayat yol boyunca başınıza gelen şeydir.

Life is what happens to you along the way.

Onu tek başınıza yapmak istemediğinizi biliyorum.

- I know that you don't want to do that by yourself.
- I know you don't want to do that by yourself.

Bunu tek başınıza mı yapıyor sunuz?

Are you doing that by yourself?

Bunu tek başınıza yapabileceğini düşünüyor musun?

Do you think you'd be able to do that on your own?

Bunu tek başınıza yapmaya çalıştın mı?

Have you ever tried to do that on your own?

Bunu kendi başınıza yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?

- Do you think you can do that on your own?
- Do you think you'll be able to do that by yourself?

Bunu tek başınıza yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?

- Do you think you can do that by yourself?
- Do you think that you can do that by yourself?

Bunu kendi başınıza halledebileceğinden emin misin?

Are you sure you can handle this by yourself?

Onu kendi başınıza yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Do you still think you'll be able to do that by yourself?

Bunu kendi başınıza mı yapmak istersiniz?

Would you prefer to do that by yourselves?

Bu başınıza gelirse ve buzun içine düşer,

If that happens to you and you go through the ice

Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.

Turns out there are numerous problems in making it on your own.

Gerçekten tek başınıza gitmek istemiyorsunuz, değil mi?

You really don't want to go by yourself, do you?

Ben sizi tamamen tek başınıza orada bırakamazdım.

I couldn't leave you there all by yourself.

Tek başınıza gitmenizin bir sakıncası var mı?

Would it inconvenience you to go yourself?

Bunu kendi başınıza yapmak istediğinizi söylediğinizi sanıyordum.

- I thought you said you wanted to do that by yourself.
- I thought that you said you wanted to do that by yourself.
- I thought that you said that you wanted to do that by yourself.
- I thought you said that you wanted to do that by yourself.

Bunu kendi başınıza yapmak muhtemelen tehlikeli olurdu.

It probably would be dangerous to do that by yourself.

Muhtemelen bunu kendi başınıza yapmak kolay olmazdı.

It probably wouldn't be easy to do that by yourself.

Bunu kendi başınıza yapmanız gerektiğini söylediğinizi düşündüm.

- I thought you said you needed to do that by yourself.
- I thought that you said you needed to do that by yourself.
- I thought that you said that you needed to do that by yourself.

Hala onu kendi başınıza yapabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?

- Do you still think that you'll be able to do that by yourselves?
- Do you still think you'll be able to do that by yourselves?

Bunu kendi başınıza yapamazsınız. O zaman arkadaşlarınız geliyor.

You can't do it alone. And that's when your squad has to come in.

Sadece gece tek başınıza dışarı çıkmamanız gerektiğini söylüyorum.

I'm just saying you shouldn't go out alone at night.

Burada karanlıkta tamamen tek başınıza oturarak ne yapıyorsunuz?

What are you doing sitting here in the dark all by yourself?

Geceleri kendi başınıza dışarı çıkmanın güvenli olduğunu sanmıyorum.

- I don't think it's safe to go out at night by yourself.
- I don't think that it's safe to go out at night by yourself.

Tom asla bunu kendi başınıza yapmaya çalışmayacağını söyledi.

- Tom said he'd never try to do that by himself.
- Tom said that he'd never try to do that by himself.

- Oraya tek başına gitme.
- Oraya tek başınıza gitmeyin.

Don't go there by yourself.

Şimdiye kadar başınıza gelen en güzel şey nedir?

What's the best thing that's ever happened to you?

Hayat siz başka planlar yapmakla meşgulken başınıza gelen şeydir.

Life is what happens to you while you're busy making other plans.

- Bu sorunu kendi başınıza çözün.
- Bu sorunu kendi başına çöz.

Solve this problem on your own.

Eğer bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu tek başınıza öğrenin.

If you want to learn a language well, learn it by yourself.

Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu kendi başınıza yaratmaktır.

The best way to predict the future is to create it yourself.

610 metre bir yapının en zorlu kısmında tek başınıza olduğunuzu düşünün,

Imagine being by yourself in the dead center of a 2,000-foot face,

- Bunu kendiniz mi yaptınız gerçekten?
- Bunu sahiden kendi başınıza mı yapmıştınız?

Did you really do that by yourselves?