Translation of "Alarak" in English

0.075 sec.

Examples of using "Alarak" in a sentence and their english translations:

Zehir alarak intihar etti.

He committed suicide by taking poison.

Zehir alarak kendini öldürdü.

He killed himself by taking poison.

Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.

Let's begin by considering the similarities.

O, zehir alarak intihar etti.

She committed suicide by taking poison.

Tom zehir alarak intihar etti.

Tom committed suicide by taking poison.

Onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak,

but by targeting the complex mechanisms that govern it,

Tom sınavdan yüksek not alarak geçti.

- Tom passed with flying colors.
- Tom passed with flying colours.

Bir ev satın alarak ne yapıyorsun?

What are you doing buying a house?

Mary testi yüksek not alarak geçti.

Mary passed the test with flying colors.

Tom testi yüksek not alarak geçti.

Tom passed the test with flying colors.

alarak karbondioksit odaklanmak bir anda, diğer gazlar

measures to reduce the use of fossil fuels, other gases accumulate in

Orası da en savunmasız siyahi toplumları hedef alarak

a department that had a long history

Böylece bu sahte, kusurlu araba parçalarını satın alarak

And they would sell me fake car parts, faulty fake car parts

O umudunu kaybetti ve zehir alarak intihar etti.

He lost hope and killed himself by taking poison.

- Çocuklar taklit ederek öğrenirler.
- Çocuklar örnek alarak öğrenirler.

Children learn by example.

Bu makineyi alarak uzun vadede çok para biriktirebiliriz.

In the long run, we can save a lot of money by buying this machine.

Fadıl, Leyla'yı işe alarak bir hata yaptığını hissediyordu.

Fadil sensed he had made a mistake by hiring Layla.

Hava durumu, geçmiş verileri temel alarak tahmin edilir.

The weather is forecast, using the past data as a basis.

Demek ki yapılması gereken virüsle inatlaşmadan önlemleri alarak yaşamak

So what to do is to live by taking precautions without getting stubborn with the virus.

O kadar pahalı bir ev satın alarak ne yapıyorsunuz?

What are you doing buying a house that expensive?

Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.

The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.

Her şeyi göz önüne alarak o arabayı satın aldı.

Taking everything into consideration, he bought the car.

Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.

The investment firm tricked customers into buying worthless stock.

Tom asla kullanmadığı şeyler alarak kesinlikle çok para harcıyor.

Tom certainly spends too much money buying things he never uses.

Bu yüzden, Marie Curie ile yerel bilim müzesinden ilham alarak

So, inspired by Marie Curie and my local science museum,

O ne zaman alışverişe gitse, kendini gücünün yettiğinden daha fazlasını alarak bitirir.

Whenever she goes shopping, she ends up buying more than she can afford.

Kazalım mı? Yoksa geri dönüp biraz su alarak onu oradan çıkartmaya mı çalışayım?

So should we dig for it? Or should I go back and use some water to try and flush him out?

Benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

In the camera I am using now, I take videos by taking 25 frames per second

Demek istediğim, "bedava" olağanüstü bir motivasyon kaynağıdır ve tüketiciler bir ürünü birden fazla alarak...

I mean, free is a tremendous motivational trigger and they like the opportunity to expand the