Translation of "Akrabaları" in English

0.114 sec.

Examples of using "Akrabaları" in a sentence and their english translations:

Onun akrabaları yok.

She doesn't have relatives.

Tom'un Boston'da akrabaları var.

Tom has relatives in Boston.

Onlar akrabaları ziyaret ediyorlar.

They are visiting relatives.

Onun bütün akrabaları Suriye'dedir.

All her relatives are in Syria.

Sami'nin akrabaları yatıya kaldılar.

Sami's inlaws stayed overnight.

"Onun akrabaları nereli?" "Ukrayna."

- "What nationality is his family?" "Ukrainian."
- "What nationality is her family?" "Ukrainian."

Tom ve Mary kan akrabaları.

Tom and Mary are blood relatives.

Bence Tom'un Boston'da akrabaları var.

- I think Tom has relatives in Boston.
- I think that Tom has relatives in Boston.

Sami'nin Mısır'da bazı akrabaları vardı.

Sami had some relatives in Egypt.

Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.

His relatives were convinced of his innocence.

O, akrabaları ile aynı fikirde değil.

He disagrees with his relatives.

Onun akrabaları ondan uzak durmaya başladı.

His relatives began to keep away from him.

Tom'un Boston'da akrabaları olup olmadığını öğrenin.

Find out whether Tom has relatives in Boston.

Tom'un Boston'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?

Did you know Tom had relatives in Boston?

Tom'un Avustralya'da akrabaları olduğunu biliyor muydun?

- Did you know Tom had relatives in Australia?
- Did you know that Tom had relatives in Australia?

Tom Boston'daki akrabaları ziyaret etmek için gitti.

Tom went to visit relatives in Boston.

Iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

his friends at work were tired of relatives