Translation of "öğretmenime" in English

Yolda öğretmenime rastladım.

I met my teacher on the way.

Ben öğretmenime güvendim.

I trusted my teacher.

Sokakta öğretmenime selam veririm.

I greet my teacher on the street.

Öğretmenime bir mektup yazdım.

I wrote a letter to my teacher.

İstasyona giderken öğretmenime rastladım.

I met my teacher on the way to the station.

Fransızca öğretmenime Fransızca yazdım.

I wrote to my French teacher in French.

İngilizce öğretmenime kompozisyonumu düzelttirdim.

I had my teacher correct my English composition.

Dün lunaparkta öğretmenime rastladım.

Yesterday, I ran into my teacher at the amusement park.

Fransızca öğretmenime saygı duyuyorum.

I respect my French teacher.

İstasyonda benim eski öğretmenime rastladım.

I ran into my old teacher at the station.

Öğretmenime çok fazla saygı duyarım.

I respect my teacher very much.

Geçen gün caddede öğretmenime rastladım.

I met my teacher on the street the other day.

Tam mağazadan ayrılırken öğretmenime rastladım.

I ran into my teacher just as I left the store.

Yolda giderken eski öğretmenime rastladım.

I ran across my old teacher on the street.

Öğretmenime bir düzeltme ile her geldiğimde,

Every time I came back to my teacher with a revision,

Öğretmenime göre ben iyi bir öğrenciyim.

According to my teacher, I'm a good pupil.

Öğretmenime böyle bir şey söylediğime pişmanım.

I regret having said such a thing to my teacher.

Öğretmenime daha sonra ne yapacağımı sordum.

- I asked my teacher what to do next.
- I asked my teacher what I should do next.

Bundan sonra ne yapacağımı öğretmenime sordum.

I asked my teacher what to do next.

Şu anda Çince öğretmenime bir mektup yazıyorum.

I'm now writing a letter to my Chinese teacher.

Dün gece bir restoranda bir öğretmenime rastladım.

I happened to run into my teacher at a restaurant last night.

- Şu anda Çince öğretmenime bir mektup yazıyorum fakat İngilizce.
- Şu anda Çinli öğretmenime bir mektup yazıyorum fakat İngilizce.

I'm now writing a letter to my Chinese teacher, but in English.

Şu anda Çinli öğretmenime bir mektup yazıyorum fakat İngilizce.

I'm now writing a letter to my Chinese teacher, but in English.

Şu anda Çince öğretmenime bir mektup yazıyorum fakat İngilizce.

- I'm now writing a letter to my Chinese teacher, but in English.
- Right now I am writing a letter to my Chinese professor, but in English.

Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o bunu bütün sınıfın önünde okudu.

I wrote my teacher a love letter and he read it in front of the whole class.