Translation of "çukura" in English

Bir çukura düştüm.

I fell into a hole.

O, dipsiz bir çukura düştü.

He fell into the bottomless pit.

İşe giderken yolda çukura saplandım.

I got stuck in a pothole on my way to work.

Tom, çukura düşmemek için dikkatli ol.

Tom, be careful you don't fall in the hole.

Tom Mary'yi önceden kazdığı çukura indirdi.

Tom dumped Mary's body into the hole he had dug previously.

Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez.

A fox is not caught twice in the same snare.

Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.

After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.

Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.

The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.