Translation of "çocukluğu" in English

0.004 sec.

Examples of using "çocukluğu" in a sentence and their english translations:

Onun çocukluğu zordu.

His childhood was harsh.

Zor bir çocukluğu vardı.

She had a rough childhood.

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

His unhappy childhood affected his outlook on life.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

She had a happy childhood.

Tom'un mutlu bir çocukluğu vardı.

Tom had a happy childhood.

Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.

Tom never talks about his childhood.

Tom'un kolay bir çocukluğu yoktu.

- Tom did not have an easy childhood.
- Tom didn't have an easy childhood.

Tom'un normal bir çocukluğu vardı.

Tom had a normal childhood.

Tom'a çocukluğu hakkında bazı sorular sordum.

I asked Tom some questions about his childhood.

Tom çok zor bir çocukluğu vardı.

Tom had a very difficult childhood.

Sami'nin daha zor bir çocukluğu vardı.

Sami had a more difficult childhood.

- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musun?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?

Do you know anything about Tom's childhood?

Tom kendi çocukluğu hakkında bir film yaptı.

Tom made a film about his childhood.

O, ona çocukluğu hakkında her şeyi anlattı.

She told him all about her childhood.

O her zaman kitaplarında çocukluğu ile bağlantı kurar.

He always connects to his childhood in his books.

Çocukluğu hakkında konuşmaya gelince Tom çok ağzı sıkıdır.

Tom is very secretive when it comes to talking about his childhood.

Tom, Mary'nin çocukluğu hakkında daha fazla şey öğrenmek istedi.

Tom wanted to find out more about Mary's childhood.

Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.

In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.

- Tom kötü bir çocukluğu vardı.
- Tom kötü bir çocukluk geçirdi.

Tom had a terrible childhood.