Translation of "Hayata" in English

0.011 sec.

Examples of using "Hayata" in a sentence and their english translations:

Hayata!

To life!

Leyla hayata tutunmuş.

Layla clung to life.

Hayata elveda deyin!

Say goodbye to life!

Sanat, hayata anlam katıyor.

The arts brings meaning to life.

Yeni bir hayata başladım.

I've turned over a new leaf.

Ben öteki hayata inanıyorum.

I believe in the life beyond.

Çocuk hayata geri döndü.

The boy came back to life.

Tom hapishanedeki hayata katlanabildi.

Tom could face life in prison.

Yakında köydeki hayata alışacaksınız.

You'll soon get used to life in the village.

- Hayata şimdi daha farklı bakıyorum.
- Hayata artık daha farklı bakıyorum.

I see life differently now.

Ya hayata geçirmeyi geçtim hadi

I passed it on, come on

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

His unhappy childhood affected his outlook on life.

O, yeni bir hayata başladı.

- He started a new life.
- He began a new life.

Tom ölümden sonraki hayata inanmıyor.

Tom doesn't believe in life after death.

O, ölümden sonraki hayata inanıyor.

He believes in an afterlife.

O, ölümden sonraki hayata inanmıyor.

She doesn't believe in an afterlife.

Her hayata biraz yağmur düşmeli.

Into every life a little rain must fall.

Tom ölümden sonraki hayata inanıyor.

Tom believes in life after death.

Tom'u hayata geri getirebilir misin?

Can you bring Tom back to life?

Bir hayata bir bedel koyamazsınız.

You can't put a price on a life.

Bu sıkıcı hayata razı olamam.

I can't settle for this boring life.

O yeni bir hayata alıştı.

He has got used to a new life.

Tom yeni bir hayata başladı.

Tom began a new life.

Tom Mary'yi yeniden hayata döndürdü.

Tom resuscitated Mary.

O adam hayata çok küsmüş.

That guy's very embittered.

Onları hayata geri getirebilir misin?

Can you bring them back to life?

Onu hayata geri getirebilir misin?

Can you bring him back to life?

Marie ölümden önceki hayata inanmaktadır.

Marie believes in life before death.

Uzun ve mutlu bir hayata!

Here's to a long and happy life!

Tom Mary'yi hayata döndürmeye çalıştı.

Tom tried to resuscitate Mary.

Sami, Leyla'yı hayata döndürmeye çalıştı.

Sami tried to bring Layla back to life.

Sami sıradan hayata geri döndü.

Sami went back to ordinary life.

Tom hayata karşı çok vurdumduymaz.

Tom has a devil-may-care attitude to life.

Artık hayata gönül gözüyle bakıyorum.

Today I see life with the eyes of the heart.

hayata karşı büyük bir şefkat duyuyorum.

that I feel tenderness for life.

Ondan biraz hayata uyum sağlamayı öğrendi

he learned to adapt to life a little from him

Yerleşik hayata 10.000 yıl önce geçmiştik

we passed the settled life 10,000 years ago

Hayata karşı inanılmaz bir iştahım vardı,

I have had an enormous appetite for life,

Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.

The cold air revived Tom.

O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.

He wants to go back to the wild.

Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.

The villagers believed in a life after death.

Hayalim kırsalda sakin bir hayata götürecek.

My dream is to lead a quiet life in the country.

Tom yeni bir hayata başlamak istiyordu.

Tom wanted to start a new life.

Dan Londra'da yeni bir hayata başladı.

Dan began a new life in London.

Vampir tabutunun içinde geri hayata geldi.

The vampire came back to life in his coffin.

Mary, mamutları hayata geri getirmek istiyor.

Mary wants to bring mammoths back to life.

Tom dinozorları hayata geri getirmek istiyor.

Tom wants to bring dinosaurs back to life.

Yakında bu yeni hayata kendini uyduracaksın.

You will soon adapt yourself to this new life.

Tom'un yeni bir hayata başlaması gerek.

Tom needed to start a new life.

Fadıl yeni bir hayata başlamak istedi.

Fadil wanted to start a new life.

Sami yeni bir hayata başlamak istiyordu.

Sami wanted to start a new life.

Sami yeni bir hayata başlamayı planlıyordu.

Sami was planning to start a new life.

- Sami ve Leyla yeni bir hayata atıldılar.
- Sami ve Leyla yeni bir hayata başladılar.

Sami and Layla embarked on a new life.

Klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

it started life as a classical piece of music.

Insanlığımızın o harika bileşenlerini yeniden hayata döndürebiliriz:

we can recover those amazing components of our humanity:

Yani göbeklitepe yerleşik hayata geçmenin ilk kanıtı

that is, the first proof of going to life in Göbeklitepe

Peki o muhabbetlerden hangi birini hayata geçirdiniz?

So, which one of those conversations did you bring to life?

Milyoner, fakir bir çocuk olarak hayata başladı.

The millionaire began life as a poor boy.

Acil tıp teknisyenleri Tom'u hayata döndürmeye çalışıyor.

The EMTs are trying to resuscitate Tom.

Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.

Some people believe in eternal life after death.

Ben şimdi hayata eskisinden daha farklı bakıyorum.

I now view life differently than I used to.

- Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- Hayatı tozpembe görüyor.

She looks at the world through rose-colored glasses.

Neden hayata böyle olumsuz bir yaklaşımın var?

Why do you have such a negative approach to life?

Onlar ne yaptıklarını düşünmeden hayata devam ediyorlar.

They go on with life without thinking about what they do.

Sağlıklı bir kalp, sağlıklı bir hayata götürür.

A healthy heart leads to a healthy life.

Her güldüğünüzde, bir şekilde bu formül hayata geçiyor,

Any time you laugh, this formula is taking place in one way or another,

Bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.

it was the cultural ritual of bringing a stone to life.

Kasaba yeniden hayata dönecek, iş makinaları yollarda olacak.

The town will come back to life, the trucks will be all over the roads.

Hikâyeler güçlüdür, canlıdır ve bir şeyi hayata geçirir.

Now, stories are powerful, they're vivid, they bring it to life.

Buna rağmen hayata zor bir başlangıç yapmış çocuklara

They sifted all the mountains of data that they had collected

Yani artık yerleşik hayata geçmişiz yani tarımı keşfetmişiz

So we have now settled in, that is, we have discovered agriculture.

Aslında yerleşik hayata 2000 yıl daha önce geçilmiş

in fact, it has been established 2000 years ago.

İnsanlar hayata bakış açısı yönünden çok farklı olurlar.

People greatly differ in their views of life.

Buradaki hayata alışmak biraz zamanımı alacak gibi görünüyor.

It seems like it will take me a while to get accustomed to life here.

Yeni bir hayata başlamak için yurt dışına gittim.

I went abroad to start a new life.

- Yeni bir hayata başlayalım.
- Yeni bir sayfa açalım.

Let's turn over a new leaf.

Ya hayata tutun ya da ölüme teslim ol.

Get busy living or get busy dying.

Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

He has a very materialistic outlook on life.

O yeni bir hayata başlamak için yeterince genç.

She's young enough to start a new life.

Sami yeni bir hayata başlamak için ortadan kayboldu.

Sami disappeared to start a new life.

Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor.

Life offers us millions of possibilities.

Sami, Leyla ile yeni bir hayata başlamayı planladı.

Sami planned to start a new life with Layla.

Sami ve Leyla birlikte yeni bir hayata başladılar.

Sami and Layla began a new life together.

Onun fikir ve düşünceleri hayata bakış açımı değiştirdi.

His opinions and ideas changed my perspective on life.

Acı çekmenin büyük gücü hayata bir süre ara vermektir.

Suffering's great power is that it's an interruption of life.

Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.

To our surprise, she revived at once.

- Plan yakın gelecekte uygulanacak.
- Plan yakın gelecekte hayata geçirilecek.

The plan will be carried out in the near future.

- Onların hayat görüşü tuhaf görünebilir.
- Hayata bakışları garip görünebilir.

Their view of life may appear strange.

O, yeni okuldaki hayata kendini alıştırmayı çok zor buldu.

He found it very difficult to adjust himself to life in the new school.

Tom'un kalbi durdu ama doktorlar onu hayata döndürmeyi başardı.

Tom's heart stopped, but the doctors managed to revive him.

Dan hapishanenin dışındaki hayata uyum sağlamak için mücadele etti.

Dan struggled to adapt to life outside jail.

Bu korku filminde, ölü için hayata geri gelmek mümkündür.

In this horror movie, it is possible for the dead to come back to life.

Sami başka bir ülkede isimsiz yeni bir hayata başladı.

Sami began an anonymous new life in another country.