Translation of "çalmadım" in English

0.005 sec.

Examples of using "çalmadım" in a sentence and their english translations:

Onu çalmadım.

I didn't steal it.

Parayı çalmadım.

I didn't steal the money.

Hiç tuba çalmadım.

I've never played the tuba.

Yıllardır ukulele çalmadım.

I haven't played the ukulele in years.

Hiçbir şey çalmadım.

I didn't steal anything.

Uzun zamandır gitar çalmadım.

I haven't played guitar in ages.

Senden hiçbir şey çalmadım.

I didn't steal anything from you.

Hayatımda hiçbir şey çalmadım!

I have never stolen anything in my life!

Ben senin cüzdanını çalmadım.

I didn't steal your wallet.

Tom'dan bir şey çalmadım.

I didn't steal anything from Tom.

Ben bir şey çalmadım.

I've never stolen anything.

Bir süredir gitarımı çalmadım.

I haven't played my guitar in a while.

Klarneti uzun süredir çalmadım.

I haven't played the clarinet for a long time.

Tom'la birlikte hiç gitar çalmadım.

I've never played guitar with Tom.

Tom'dan asla bir şey çalmadım.

I've never stolen anything from Tom.

Asla hayatımda bir şey çalmadım.

- I've never stolen anything in my life.
- I have never stolen anything in my life!

Onu ben çalmadım. Ceplerimi kontrol edebilirsiniz.

I didn't steal it. You can check my pockets.

Bunu çalmadım. Kalıcı olarak ödünç aldım.

I didn't steal it. I just borrowed it permanently.

Hayatım boyunca asla bir şey çalmadım.

I've never stolen anything in my whole life.

Onu çalmadım. Onu sadece ödünç aldım.

I didn't steal it. I just borrowed it.

Ben asla senden hiçbir şey çalmadım.

I never stole anything from you.

Tom'un cüzdanını ben çalmadım. Ceplerimi kontrol edebilirsiniz.

I didn't steal Tom's wallet. You can check my pockets.

Ben çalmadım. Sadece izin olmadan ödünç aldım.

I have not stolen it. I simply borrowed it without leave.

Ben onu çalmadım. Sadece onu ödünç aldım.

I didn't steal it. I only borrowed it.

Bu müzik parçasını daha önce hiç çalmadım.

I've never played this piece of music before.

Tom'un ışıkları sönüktü, bu nedenle onun kapısını çalmadım.

Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.