Translation of "Cüzdanını" in English

0.014 sec.

Examples of using "Cüzdanını" in a sentence and their english translations:

Cüzdanını kaybetme.

Don't lose your purse.

Cüzdanını düşürdün.

You've dropped your wallet.

Cüzdanını getir.

Bring your wallet.

Cüzdanını görelim.

Let's see your wallet.

Cüzdanını çıkardı.

He pulled out his wallet.

Cüzdanını kaybetti.

He lost his wallet.

Bana cüzdanını cüzdanını ve saatini ver.

Give me your wallet and your watch.

- Tom cüzdanını kaybetti.
- Tom cüzdanını yitirdi.

Tom has lost his wallet.

Cüzdanını çalmayı düşünüyor.

in order to fund your next cool startup.

Cüzdanını elinde tuttu.

He clutched his wallet in his hand.

Cüzdanını cebine koydu.

He put his wallet in his pocket.

Tom cüzdanını arıyor.

Tom is looking for his wallet.

Tom cüzdanını çıkardı.

Tom pulled out his wallet.

Bana cüzdanını ver.

Give me your wallet.

Cüzdanını ortadan kaldır.

Put away your wallet.

Onun cüzdanını çaldılar.

She was robbed of her purse.

O, cüzdanını çaldırdı.

He had his wallet stolen.

Kayıp cüzdanını arıyor.

She is looking for her missing wallet.

Tom cüzdanını kaybetti.

Tom lost his wallet.

Tom cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen.

Sami cüzdanını kaybetti.

Sami lost his wallet.

Tom cüzdanını kaybettiğinde şanssızdı.

When Tom lost his wallet, he was out of luck.

Neden cüzdanını çalayım ki?

Why would I steal your wallet?

Tom cüzdanını masaya bıraktı.

Tom left his wallet on the table.

Kanepenin arkasında cüzdanını buldum.

I found your wallet behind the sofa.

Tom cüzdanını cebine koydu.

Tom put his wallet in his pocket.

Mary çantasından cüzdanını çıkardı.

Mary pulled her wallet out of her purse.

Isıtıcının üstüne cüzdanını koyma.

Don't put the wallet on the top of the heater.

Yine cüzdanını mı unuttun?

Did you forget your wallet again?

Ben senin cüzdanını çalmadım.

I didn't steal your wallet.

Hiç cüzdanını kaybettin mi?

Have you ever lost your wallet?

Tom cüzdanını masaya koydu.

Tom put his wallet on the desk.

Tom, Mary'nin cüzdanını çaldı.

Tom stole Mary's purse.

Tom Mary'ye cüzdanını uzattı.

Tom handed Mary his wallet.

Tom eski cüzdanını attı.

Tom threw his old wallet away.

Tom nüfus cüzdanını bulamadı.

Tom couldn't find his birth certificate.

Onlar trende cüzdanını çaldılar.

They stole her wallet on the train.

Cüzdanını evde bıraktığını söyledi.

He said that he had left his wallet at home.

Tom cüzdanını cebinden çıkardı.

Tom took his wallet out of his pocket.

Tom trende cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen on the train.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

He recovered his stolen wallet.

Tom evde cüzdanını bıraktı.

Tom left his wallet at home.

Sami cüzdanını evde bıraktı.

Sami left his wallet at home.

Sami, cüzdanını evde unuttu.

Sami forgot his wallet at home.

Mary dün cüzdanını kaybetti.

Mary lost her purse yesterday.

Mary cüzdanını arabada unuttu.

Mary forgot her purse in the car.

Tom cüzdanını evde unutmuş.

Tom forgot his wallet at home.

Tom Mary'nin cüzdanını buldu.

Tom found Mary's purse.

Birisi Tom'un cüzdanını çaldı.

- Somebody stole Tom's wallet.
- Someone stole Tom's wallet.

Cüzdanını şifonyerin üzerine koydu.

He put his wallet on top of the dresser.

Cüzdanını kaybettiğini fark etti.

He realized that he had lost his wallet.

- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.

Tom put his wallet on top of the dresser.

Cüzdanını çalan o değil miydi?

Wasn't it him who stole your wallet?

Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.

- Tom put his wallet on the table.
- Tom put his wallet on the desk.

Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen while he was in Boston.

Tom cüzdanını evde bıraktığını söyledi.

- Tom said that he left his wallet at home.
- Tom said he left his wallet at home.

Tom cüzdanını cebine geri koydu.

- Tom put his wallet back into his pocket.
- Tom put his wallet back in his pocket.

Tom cüzdanını bulup bulmadığımı sordu.

Tom asked if I had found his wallet.

Tom cüzdanını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Tom can't remember where he put his wallet.

Onlar trende onun cüzdanını çaldılar.

They stole his wallet on the train.

Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.

They stole your wallet on the train.

Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.

- Tom realized that he had lost his wallet.
- Tom realized he had lost his wallet.

Tom'un cüzdanını çalan kişi bendim.

I was the one who stole Tom's wallet.

Polis Tom'un çalıntı cüzdanını kurtardı.

The police recovered Tom's stolen wallet.

Cüzdanını arabamın arka koltuğunda buldum.

I found your wallet on the backseat of my car.

Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.

Tom took out his wallet and paid the bill.

Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.

She opened her purse and took out her chequebook.

Tom cüzdanını araba koltuğunun altına koydu.

Tom put his wallet under the car seat.

Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.

Tom took out his wallet to pay the bill.

Tom cebine uzandı ve cüzdanını çıkardı.

Tom reached into his pocket and pulled out his wallet.

Tom cüzdanını açtı ve ehliyetini çıkardı.

Tom opened his wallet and pulled out his driver's license.

Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?

Can you describe the man who took your wallet?

Buradaki hiç kimsenin cüzdanını çalmadığına eminim.

I'm sure no one here stole your wallet.

Cüzdanını çalanın Tom olduğunu nasıl biliyorsun?

How do you know it was Tom who stole your wallet?

O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.

He took out the wallet from his inside jacket pocket.

Mary cüzdanını aldı ve kapıya gitti.

Mary grabbed her purse and headed for the door.

Tom genellikle cüzdanını cebine koymayı unutuyor.

Tom quite often forgets to put his wallet in his pocket.

Cüzdanını kaybedince yapacak bir şeyi kalmamıştı.

When he lost his wallet, he was out of luck.

Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.

Taro was in a hurry and left his wallet behind.

Babam cüzdanını kaybettiği için bütün gün üzgündü.

My father was sad for the whole day as he had lost his wallet.

O, cüzdanını unuttu, o yüzden faturayı ödeyemez.

She forgot her wallet, so she can't pay the bill.

Tom'un cüzdanını ben çalmadım. Ceplerimi kontrol edebilirsiniz.

I didn't steal Tom's wallet. You can check my pockets.

Tom içini çekti ve onun cüzdanını çıkardı.

Tom sighed and pulled out his wallet.

- O, kendi cüzdanını kaybetti.
- O, çantasını kaybetti.

She lost her purse.

O cüzdanını düşürdü ve şimdi o benim.

He dropped his wallet, and now it's mine.

Tom senin cüzdanını nerede bulduğunu söyledi mi?

Did Tom say where he found your wallet?

Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.

My father took out his wallet and gave me ten dollars.

Tom'a cüzdanını tam olarak nerede bulduğumu gösterdim.

I showed Tom exactly where I found his wallet.

Tom cüzdanını çıkardı ve sürücü ehliyetini aldı.

Tom pulled out his wallet and took out his driver's license.