Translation of "Canım" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Canım" in a sentence and their dutch translations:

- Acıyor!
- Canım acıyor!
- Canım yanıyor!

Auw!

Memnuniyetle, canım.

Heel graag, mijn beste.

Canım ağlamak istiyor.

- Ik zou willen wenen.
- Ik heb zin om te huilen.

Canım onu istemiyor.

- Ik heb er geen zin in.
- Ik heb er niet zo'n zin in.

Benim canım arkadaşım!

Mijn lieve vriend!

Canım yapmak istemiyor.

Ik heb er geen zin in.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- Ik verveel me.
- Ik verveel mij.

- Canım istemiyor.
- Kalsın.

Ik heb geen trek.

Merhaba canım, evdeyim.

Hoi schat, ik ben thuis.

Canım dışarı çıkmak istemiyor.

Ik heb geen zin om uit te gaan.

Canım içki içmek istiyor.

- Ik zou wat willen drinken.
- Ik heb zin om iets te drinken.
- Ik heb zin in een drankje.

Canım kimseyle konuşmak istemiyor.

Ik heb geen zin om met iemand te praten.

Canım şarkı söylemek istiyor.

Ik heb zin om te zingen.

Canım TV izlemek istemiyor.

Ik heb geen zin om tv te kijken.

Canım şimdi yemek istemiyor.

Ik heb nu geen honger.

Canım sinemaya gitmek istiyor.

- Ik heb zin om naar de film te gaan.
- Ik heb zin om naar de bioscoop te gaan.

Canım biriyle konuşmak istedi.

Ik had zin om met iemand te praten.

Canım bunu yapmak istemiyor.

Ik heb er geen zin in.

- İştahım yok.
- Canım istemiyor.

Ik heb geen trek.

Canım egzersiz yapmak istemiyor.

Ik heb geen zin om te oefenen.

- Yapma ya.
- Hadi canım.

Duidelijk.

Canım suşi yemek istemiyor.

Ik heb geen zin in sushi.

Canım dışarı çıkmak istiyor.

Ik heb zin om naar buiten te gaan.

- Acıyor! Kes şunu!
- Canım yanıyor! Kes şunu!
- Canım acıyor! Kes şunu!

- Au! Hou daarmee op!
- Dat doet pijn! Hou ermee op!

- Söylemezsin.
- Hadi canım sen de.

- Echt?
- Echt waar?

Canım bugün dışarı çıkmak istiyor.

Ik heb zin om uit te gaan vandaag.

Canım yağmurda şarkı söylemek istiyor.

Ik heb zin om in de regen te zingen.

Canım daha fazla beklemek istemiyor.

Ik heb geen zin om nog langer te wachten.

Canım çok hızlı yürümek istemiyor.

Ik heb geen zin om zo hard te lopen.

Şimdi canım dışarı çıkmak istemiyor.

Ik heb geen zin om nu naar buiten te gaan.

Bugün canım İngilizce çalışmak istemiyor.

Ik heb geen zin om vandaag Engels te studeren.

Canım hiç yemek yemek istemiyor.

Ik heb helemaal geen zin om te eten.

Canım gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.

Ik had niet veel zin om uit te gaan.

Canım bu akşam bira içmek istemiyor.

Ik heb geen zin om vanavond bier te drinken.

Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.

Ik heb zin in uit eten vanavond.

Canım istediği zaman güzel hikayeler yazabilirim.

Ik kan goede verhalen schrijven als ik daar zin in heb.

Bu gece canım televizyon izlemek istemiyor.

Ik heb vanavond geen zin in tv kijken.

"Canım iskambil oynamak istiyor." "Benim de."

"Ik heb zin om te kaarten." "Ik ook."

Bu akşam canım dışarıda yemek istemiyor.

Ik heb geen zin om uit eten te gaan vanavond.

Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.

Ik had zin om te gaan wandelen.

Canım biraz temiz hava almak istiyor.

- Ik wil wat frisse lucht inademen.
- Ik wil wat frisse lucht krijgen.

Şu anda canım yemek yemek istemiyor.

Ik heb nu geen zin in eten.

- İyi uykular, canım!
- İyi uykular, sevgilim!

Slaapwel, liefste!

Bugün canım farklı bir şey yapmak istiyor.

Ik heb zin om vandaag iets anders te doen.

Yöneten benim, karım değil. Sen öyle san canım.

Ik ben de baas, niet mijn vrouw. Je bent de baas niet, schat.

Bugün canım ders çalışmak istemiyor. Bir futbol oyununa gidelim.

Ik heb vandaag geen zin om te studeren. Laten we naar een voetbalwedstrijd gaan.

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.

Vandaag heb ik zin om thuis te blijven en niets te doen.