Translation of "Belirsiz" in Dutch

Partinin tarihi henüz belirsiz.

De feestdatum staat nog ter bespreking.

Yavrularının geleceğiyse... ...çok daha belirsiz.

Maar de toekomst van haar jongen... ...is minder zeker.

Bana belirsiz bir cevap verdi.

Hij gaf me een vaag antwoord.

O, ne idiği belirsiz bir adamdır.

Joost mag weten wie die man is.

Herhangi bir gerçek, belirsiz bir şüpheden daha iyidir.

- Elke waarheid is beter dan oneindige twijfel.
- Elke waarheid is beter dan eindeloze twijfel.

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.

In het Esperanto is er geen onbepaald lidwoord, en slechts één bepaald.

- Onun süresiz bir sözleşmesi var.
- Onun süresi belirsiz bir kontratı var.

Ze heeft een onbepaald contract.

Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.

Een onregelmatig melkwegstelsel heeft een willekeurige vorm en zit vol met jonge sterren, stof en gas.