Translation of "Baş" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Baş" in a sentence and their dutch translations:

Baş ağrım geçti.

- Mijn hoofdpijn is verdwenen.
- Mijn hoofdpijn is weg.

Onlarla baş edemiyorum.

Ik kan ze niet aan.

Baş belâsı olma!

Doe niet zo vervelend!

Baş rahibenin yanına gittim.

en ons bijstond doorheen dit proces.

O, çocuklarıyla baş edemiyor.

Ze heeft haar kinderen niet in de hand.

Onunla nasıl baş edeceksin?

Hoe ben je van plan ermee om te gaan?

Bu baş ağrısından kurtulamıyorum.

Ik kom maar niet van deze hoofdpijn af.

- Kötü bir baş ağrım var.
- Korkunç bir baş ağrım var.

Ik heb verschrikkelijke hoofdpijn.

O, bir baş ağrısından yakındı.

Ze klaagde over hoofdpijn.

Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.

Hij weet niet hoe hij met kinderen om moet gaan.

Korkunç bir baş ağrım var.

Ik heb ontzettende hoofdpijn!

Kalktığım zaman baş dönmesi hissettim.

Ik voelde me duizelig toen ik op stond.

Sanırım kendim bununla baş edebilirim.

Ik denk dat ik daar zelf wel in slaag.

Kötü bir baş ağrım var.

Ik heb verschrikkelijke hoofdpijn.

Korkunç bir baş ağrım var!

Ik heb ontzettende hoofdpijn!

Hafif bir baş ağrım var.

Ik heb een beetje hoofdpijn.

Tom'la nasıl baş edeceğimi bilmiyorum.

Ik weet niet hoe ik met Tom moet omgaan.

Berbat bir baş ağrısı çekiyorum.

Ik heb verschrikkelijke hoofdpijn.

Tom benden bir baş uzundur.

Tom is een hoofd groter dan ik.

Ve onlarla baş etmek zorunda kaldım,

en daar moest ik het mee doen

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

Ik zou je liever even in privé willen spreken.

O, benden bir baş daha uzundur.

Hij is een hoofd groter dan ik.

Bu dizinin baş karakteri, bir hayvandır.

Het hoofdpersonage van deze serie is een dier.

Bugün hafif bir baş ağrım var.

- Ik heb een beetje koppijn vandaag.
- Ik heb lichte hoofdpijn vandaag.
- Ik heb vandaag hoofdpijn.

Tom'un berbat bir baş ağrısı vardı.

Tom had een verschrikkelijke kater.

Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde

En ik ging naar haar met veel enthousiasme

Oğlan üç gündür baş ağrısından şikayet ediyor.

De jongen heeft drie dagen lang over hoofdpijn geklaagd.

Bu dizinin baş karakteri, konuşan bir sincaptır.

Het hoofdpersonage van deze serie is een pratende eekhoorn.

Herkesten önce geldim ve baş köşeye oturdum.

Ik ben als eerste gekomen en ben op de beste plaats gaan zitten.

Bütün gün hafif bir baş ağrım vardı.

Ik heb de hele dag een lichte hoofdpijn gehad.

Son zamanlarda geçmeyen baş ağrınız var mı?

- Hebt u onlangs aanhoudende hoofdpijn gehad?
- Heb je onlangs aanhoudende hoofdpijn gehad?

- Dün geceden bu yana hafif bir baş ağrım var.
- Dün geceden beri hafif bir baş ağrım var.

Ik heb een lichte hoofdpijn sinds vorige nacht.

O polis tarafından baş şüpheli olarak kabul edilir.

De politie beschouwt hem als de voornaamste verdachte.

- Benim başım ağrıyor.
- Başım ağrıyor.
- Baş ağrım var.

- Ik heb hoofdpijn.
- Ik heb koppijn.

Öyleyse, sizi bu tek soruyla baş başa bırakacağım.

Tot slot heb ik een vraag voor jullie --

Geleneksel tıpta baş ağrısından kansere her şeyi tedavi eden,

...en worden gebruikt als magisch elixir in traditioneel medicijn.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

De overleving van deze groep hangt af van zijn hoofdleeuwin.

İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel

Het grootste obstakel voor het aanpakken van klimaatverstoringen

Hafif bir baş ağrım vardı bu yüzden erken yatmaya gittim.

Ik had een beetje hoofdpijn, dus ik ben vroeg naar bed gegaan.

Tom okulun önündeki büyük meşe ağacına adının baş harflerini kazıdı.

Tom kerfde zijn initialen in de grote eik voor de school.

- Onlar korkularıyla baş edebilirler.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
- Korkularını yenebilirler.

Ze kunnen hun angst overwinnen.

Lütfen sesini biraz azaltır mısın? Akşamdan kalma baş ağrım var.

Spreek een beetje stiller. Ik zit met een kater ...

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

En ik dacht: dit is waar ik thuishoor.

- Bir baş soğan bir kazanı kokutur.
- Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır.

Eén rotte appel in de mand maakt al het fruit te schand.

Son zamanlarda nedensiz bir şekilde baş dönmesi ve sersemlik hissi yaşadınız mı?

- Hebt u onlangs last gehad van onverklaarbare duizeligheid of lichthoofdigheid?
- Heb je onlangs last gehad van onverklaarbare duizeligheid of lichthoofdigheid?

İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.

Met honger kun je omgaan, maar niet met dorst. Dan gaan je darmen pijn doen. Het is ondraaglijk.

26'sının tamamı , Fransız Ordusu'nun eski baş tarihçisi Yarbay Rémy Porte'un uzman rehberliğinde,

Alle 26 zijn gerangschikt op basis van onze eigen evaluatie van hun prestaties als Marshals,

- Büyük kâhyadan küçük bey olmak iyidir.
- Baş ol da ne başı olursan ol.

Beter een kleine baas dan een grote knecht.

- Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
- Baş nereye giderse, ayak oraya gider.

- Zo de abt, zo de monniken.
- Zo moeder zo dochter.
- Zo vader zo zoon.

Daha sonra 1809'da Soult, Kral Joseph'in baş askeri danışmanı olarak Mareşal Jourdan'ın yerini aldı

Later in 1809 verving Soult maarschalk Jourdan als de belangrijkste militaire adviseur van koning Joseph