Translation of "Korkunç" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Korkunç" in a sentence and their arabic translations:

Korkunç fırtınalar,

عواصف متوحشة،

Bu korkunç, farkındayım.

أعرف أن الأمر مخيفًا.

"Orwelci, Hitlerci, Korkunç."

"أورويلي، هيتليري، مرعب"

Ben korkunç açım.

أنا جائع جداً.

Korkunç bir yola soktu.

إلى الهروين.

Bu korkunç bir şey.

ذلك شيءٌ فظيع.

Sami'nin korkunç gözleri vardı.

كانت عينا سامي مخيفتان.

Bu korkunç olayın yaşandığı sırada

وفي أعقاب الكارثة،

Dün hava korkunç derecede soğuktu.

كان الجو باردا جدا البارحة.

Atom bombası korkunç bir silahtır.

القنبلة النووية هي سلاح فظيع.

Sami korkunç bir patlama duydu.

سمع سامي انفجارا رهيبا.

İlki, açıkçası korkunç, aileme utanç veriyor

الأولى فظيعة بصراحة، إنها تجلب العار لعائلتي،

Bu fantastik de olabilir korkunç da.

والموضوع يمكن أن يصبح رائعًا أومرعبًا.

Karşımıza korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor

لدينا نتيجة رهيبة

Leyla hayatında bazı korkunç kararlar aldı.

اتّخذت ليلى بعض القرارات السّيّئة في حياتها.

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

‫إنه قاتل شرير مع لدغة مؤلمة،‬

Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.

لكن سار شيء ما بطريقة خاطئة جدًا.

Veya insanların korkunç zorbalığından kaçmak istemeleri olarak yorumluyor.

‫أو أفراد تحاول الهرب‬ ‫من وحشية مروعة يُسببها البشر لهم.‬

Veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.

Fakat beslenmelerini korkunç bir yöntemle takviye ederler. Etçildirler.

‫لكن لديها طريقة وحشية في إكمال تغذيتها.‬ ‫إنها لاحمة.‬

Ve Napolyon'a yazarak, "Efendim, bu korkunç bir savaş."

فكتب لنابليون ، "سيدي ، هذه حرب مروعة."

Sonra korkunç fikirleri alıyorum ve onları yeniden dağıtıyorum.

وبعدها أخذت الأفكار المريعة وقمت بإعادة توزيعها.

Fadıl kendi odasından gelen korkunç sesleri duymaya başladı.

بدأ فاضل يسمع أصوات مروّعة تصدر من غرفته.

Sami bu kadar korkunç şekilde ölmeyi hak etmedi.

لم يستحقّ سامي أن يموت بهذه الطّريقة الفظيعة.

Bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

‫هذه الأفعى الصغيرة جداً‬ ‫هي الأكثر رعباً من بين جميع الأفاعي.‬

Çevik Hindistan cevizi yengeci dünyanın en korkunç ayılarıyla karşılaşacak.

‫سرطان جوز الهند سريع الغضب يتحدى واحداً‬ ‫من أكثر الدببة رعباً على هذا الكوكب،‬

Bu sırada Memlük solu korkunç bir şekilde dar boğazdaydı

وفي الوقت نفسه، كان الجناح المملوكي الأيسر في حالة يرثى لها

Harika ya da korkunç bir biçimde çarpan bir yıldırımdır.

تضربنا بشيء رائع أو شيء مريع.

- Savaş korkunç bir şeydir.
- Savaş çok kötü bir şeydir.

الحرب هو شيءٌ فظيع.

O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü

لقد رأى أحداث درامية، أثرت على حياة الآخرين

Bir ordu komutanı olarak sınırları korkunç bir şekilde açığa çıktı.

حدوده كقائد للجيش بشكل مروع .

, bunun üzerine ülkenin zor mali durumu ve ardından korkunç petrol

وكان على رأسها الحالة المادية الصعبة للبلاد ومن ثم اسعار

Korkunç mali bolluk ve durmayan geliştirme projeleri. Birkaç kısa yıl

وفرةٌ ماليةٌ رهيبة ومشاريع تنموية لم تتوقف. سنواتٌ قصيرةٌ

"Ah, çok korkunç bir adam. Bu ilişkiye son vermek zorunda kaldım.

"آه، إنه فظيع جدًا. كان علي إنهاء هذه العلاقة.

Ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

وبدأت العمل مع المجتمع المحلي

Korkunç avcılar, pusu kuran yırtıcılar ve zehirli katiller taç için yarışacak.

‫حيوانات صائدة مخيفة ومفترسة تنصب الكمائن،‬ ‫وقاتلة تنفث السم‬ ‫ستتنافس للوصول إلى القمة.‬

Halepin korkunç kaderine tanık olan Suriyenin kalanı Mart sonunda teslim oldular.

بعد سماع المصير الرهيب الذي عانت منه حلب، استسلمت بقية سوريا في أواخر مارس

Kayıplar korkunç - sonuna kadar savaş Sırbistan ordusunun üçte biri tarafından öldürüldü

خسائر مروعة - قبل نهاية حرب قتل ثلث الجيش صربيا

Ulaştığı korkunç Eylau Muharebesi ile doruğa ulaştı . O yaz Bennigsen'in Rus ordusu,

في ذلك الصيف ، شن الجيش الروسي بقيادة Bennigsen هجومًا مفاجئًا ، على أمل تطويق

Yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

‫اقتطاع العجول من بطون أمهاتها‬ ‫للحصول على القرن الصغير جداً،‬ ‫إنه أمر مروع.‬

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

‫وفي الدقيقة التالية،‬ ‫ضيّقت سمكة القرش الخناق على أحد أذرعها،‬ ‫وهي تنفّذ لفّة الموت المرعبة هذه.‬

Düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı

تم أسره من قبل ملكها المسيحي ، إيلا ، الذي قرر أن يتسبب في وفاة

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

‫في البداية، فإن نزول المياه أمر صعب.‬ ‫إنه أحد أكثر الأماكن خطرًا ورعبًا للسباحة‬ ‫على وجه الأرض.‬