Translation of "çevre" in Dutch

çevre kontrollü tarım yöntemi.

is landbouw in gecontroleerde omgevingen.

Çevre son derece acımasızdı,

De leefomstandigheden waren bar.

Bu çevre tamamen değişti.

Deze omgeving is compleet veranderd.

Çevre sorunlarına dikkat etmeliyiz.

We moeten aandacht besteden aan milieuproblemen.

Güneş enerjisi çevre dostudur.

Zonne-energie is milieuvriendelijk.

Bu büyük bir çevre felaketi.

Dit is een ernstige milieuramp.

Bu, çevre açısından güvenli midir?

Is dit veilig voor het milieu?

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

Ze investeren in groene banen

Çevre sorunları hakkında çok şey biliyorum.

- Ik weet veel over milieuproblemen.
- Ik weet veel over ecologische problemen.

Tom Çevre Koruma Ajansı için çalışıyor.

Tom werkt voor de Environmental Protection Agency.

Elektrikli otomobiller ne kadar çevre dostu?

Hoe milieuvriendelijk zijn elektrische auto's?

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.

Milieuvervuiling veroorzaakt abnormale weersomstandigheden.

Onlar dikkatlerini her zaman çevre sorunlarına verirler.

Ze richten altijd hun aandacht op milieuproblemen.

Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.

Ze hebben geen enkele invloed op het milieu.

Çevre kirliliği ile nasıl uğraşacağın ciddi bir konudur.

Hoe omgaan met milieuvervuiling is een serieus probleem.

Daha az yakıt tüketmek çevre için daha iyidir.

Minder brandstof consumeren, is beter voor het milieu.

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

Ik weet dat deze niet dodelijk is... ...vanwege de omgeving waarin ik hem heb gevonden.

Bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak

maakt het immuunsysteem een klein gebied met cellen en proteïnen

Çevre kriziyle ilgili bu belgesel gerçek bir göz açıcıydı.

Die documentaire over de milieucrisis was een echte revelatie.

Bu kıyafetler daha pahalılar ama onlar çevre dostu ve sorumlu şekilde yapılırlar.

Deze kleren zijn duurder, maar ze zijn op een milieuvriendelijke en verantwoorde manier gemaakt.