Translation of "Savaşın" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Savaşın" in a sentence and their arabic translations:

Nükleer savaşın korkusuyla başladı.

لقد بدأت بالخوف من الحرب النووية.

Bu, savaşın olduğu yerdir.

هذا مكان المعركة.

Savaşın sadece şehirli insanları değil,

أقرو ان هذه الحرب لن تحدد فقط المجتمع الحضاري،

Savaşın bitmesinden birkaç ay sonra.

بعد إنتهاء الحرب بعدة أشهر،

, savaşın ilk büyük savaşını yaptı .

وهزم فرقة بروسية بقيادة الأمير لويس فرديناند.

Lannes bile savaşın vahşeti ile sarsıldı

حتى لانز هزته وحشية القتال ،

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

بكلتا يديه.

Ya da savaşın şiddetinden ve soygunundan kaçıyordu.

أو شعروا بعنف ونهب الحرب.

Dördüncü Kolordu'nun saldırısı savaşın belirleyici darbesiydi, ancak başarısı

كان هجوم الفيلق الرابع هو الضربة الحاسمة للمعركة ، على الرغم من أن نجاحه يدين بالكثير

Ve savaşın sonunda, her şey bittiğinde, kralına katılmasına

وفي نهاية المعركة ، عندما تنتهي المعركة ، يأسف لأنه لم يُسمح

Hakları alınan ve uyuşturucuya açılan savaşın yanlış tarafında uyanan

إنها ثقافة ابتدعت من قبل المهمشين والفئة المعدومة

“Onu hâlâ, savaşın en sıcak olduğu noktada, erkeklerle konuşarak

"لا يزال بإمكاني رؤيته ، في المكان الذي كان القتال فيه أكثر سخونة ، يتحدث إلى

İki gün sonra, Waterloo'da Napolyon, savaşın taktiksel idaresinin çoğunu

بعد يومين ، في واترلو ، ترك نابليون الكثير من المناولة التكتيكية للمعركة

Ancak avantajını takip edemedi ve savaşın taktiksel idaresini başkalarına

لكنه فشل في متابعة مصلحته ، وترك التعامل التكتيكي في المعركة

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

قالوا له أن الحرب ضاعت ويجب عليه ذلك تنازل عن العرش - لصالح ابنه إن أمكن.

Bu tacize son vermek de bu epik savaşın bir parçası.

‫وإيقاف سوء المعاملة تلك‬ ‫هو جزء من هذه المعركة الملحمية.‬

Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.

لم تتح له الفرصة أبدًا لإثبات نفسه في ساحات القتال الحاسمة في الحرب.

Batı Cephesinde Müttefikler, şimdiye kadar savaşın en büyük saldırısı, tasarlanmış

على الجبهة الغربية، والحلفاء جبل على أكبر هجوم من الحرب حتى الآن، تصميم

Sultan Kapıkulu, savaşın önemli bir noktaya geldiğini anlayan Sipahis'lerini gönderdi.

أرسل السلطان كابيكولو سيباهيس، مدركًا أن المعركة قد وصلت إلى نقطة حرجة.

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

ألقى بنفسه في هجوم ، وفقد السيطرة على المعركة ، وتعرض للضرب المبرح من قبل

Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın zirvesinde, Kozmonot

في ذروة الحرب الباردة بين الولايات المتحدة والاتحاد السوفيتي ،

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.

بدا القتال غير حاسم، لكن هاته كانت حيلة أخرى من قبل حنبعل

Sonra Irak'ı yıpratan uzun bir savaşın ışığında uygulanmasını zor bir proje haline

ما جعله مشروعاً صعب التنفيذ في ظل حربٍ طويلةٍ انهكت العراق عقب

Savaşın sonunda, İsrail her şeyi kontrol etti Gazze dışında toprakları, hangi Mısır

في نهاية الحرب ، سيطرت إسرائيل على كل شيء من أراضي باستثناء غزة ، والتي مصر

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

بفضل إنضباطهم وتنظيمهم، تمكنوا ببطء من قلب الموازين بقوة شديدة

Ve yaklaşan savaşın ana stratejik hedefi olan Tuna Nehri'nin her iki yakasında iktidarı ele geçirmeyi hedefledi.

والسيطرة على ضفتي نهر الدانوب السفلي،