Translation of "Pazartesi" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Pazartesi" in a sentence and their arabic translations:

Bugün Pazartesi.

- اليوم الإثنين.
- إنه يوم الاثنين

Bugün pazartesi.

اليوم هو الإثنين

Peki ya Pazartesi?

ماذا عن يوم الاثنين ؟

Pazartesi nerede olacaksın?

أين ستكون يوم الإثنين؟

Bugün pazartesi, biliyorsun.

إنه يوم الإثنين, كما تعلم

Pazartesi çöp günüdür.

الإثنين هو يوم رمي الزبالة

Pazardan sonra pazartesi gelir.

يأتي الاثنين بعد الأحد.

Tom Pazartesi günü evleniyor.

سيتزوج توم يوم الاثنين.

Derslere önümüzdeki pazartesi başlıyoruz.

نبدأ الدروس يوم الإثنين القادم.

Aynı şey pazartesi oldu.

حدث الأمر ذاته يوم الإثنين.

Pazartesi günü gelmek zorundayım.

يجب علي أن آتي يوم الإثنين

Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?

هل بإمكاني مقابلتك يوم الإثنين؟

O, pazartesi günü Newyork'a gitti.

ذهب إلى نيويورك يوم الإثنين.

Pazartesi benim en yoğun günümdür.

الاثنين -بالنسبة لي- هو أكثر الأيام انشغالًا.

Pazartesi günü kütüphanede Tom'la buluştum.

قابلت توم في المكتبة يوم الاثنين.

Gelecek Pazartesi ve Salı tatildir.

يوما الإثنين والثلاثاء القادمين عطلة.

Pazartesi günü burada olan bu.

هذا ما حدث هنا يوم الإثنين.

Fred pazartesi günü Avrupa'ya gidiyor.

سيذهب فريد لأوروبا يوم الإثنين.

Ben buraya pazartesi gecesi geldim.

وصلت هنا مساء الإثنين.

Pazartesi Boston'daki kız kardeşimi ziyaret edeceğim.

الاثنين ذاهب لزيارة اختى فى بوسطن

Önümüzdeki pazartesi ve salı günleri tatil.

يوما الإثنين والثلاثاء القادمين عطلة.

O, Pazartesi günleri her zaman evdedir.

هو دائما في المنزل أيام الإثنين.

Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

عليّ إرجاع الكتب إلى المكتبة الإثنين.

Gelecek pazartesi 2.30'da Boston'da Tom'u karşılamam gerekiyor.

علي مقابلة توم في بوسطن يوم الإثنين القادم عند 2:30.

Ve pazartesi günü, tahmin edebileceğinden daha erken bir zamanda

وفي يوم الأثنين، وأقرب مما يتخيل،

Gittim, görüştüm bana dediler ki; - Gel pazartesi günü işe başla.

ذهبت، تحدثت وقالوا لي: تعال يوم الإثنين لتبدأ العمل.

Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.

توم أتىَ يوم الإثنين وعاد إلىَ البيت في اليوم التالي.

'Evet, pazartesi gününü kötü geçirmek istiyorum' diye cevap veren oldu mu?

"أجل أريد بأن يكون يوم الاثنين سيء"؟