Translation of "Aynı" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Aynı" in a sentence and their arabic translations:

Aynı zamanda

في نفس الوقت

- Aynı şeyden bahsetmiyoruz.
- Aynı şey hakkında konuşmuyoruz.

نحن لا نتكلم عن نفس الشيء.

Bunlar aynı şeyler.

إنها الشيء ذاته.

Aynı zamanda yoğunlaşıyor.

بل حتى الكثافة أيضا،

"Benimle aynı yaşta.

"إنّه في نفس عمري.

Aynı zamanda dinleyin.

إصغِ إليها جيدا، أيضاً.

Aynı tonda buluşuyorlar.

كانا يلتقيان في نفس مستوى النغمة.

Aynı zamanda kaygan.

‫إنه زلق.‬

Kanepeleri aynı türden,

لديهم أرائك من نوع واحد متساو،

Aynı ruhta böyle

بنفس الروح

Onlar aynı yaşta.

- هما في نفس العمر.
- هم في نفس السن.

Onunla aynı fikirdeyim.

- أوافقه الرأي.
- أشاطره الرأي.

Bu aynı zamanda -

وفي نفس الوقت

Onunla aynı fikirdeydim.

وافقتها الرأي.

Şiddetle aynı fikirdeyim.

أوافق وبشدة.

Aynı zamanda dolomit ve aynı zamanda radyoaktif granit kullanmışlar

كما استخدموا الدولوميت والجرانيت المشع أيضًا

Aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.

في نفس النقطة ، ليس هو نفسه لفترة طويلة.

Aynı uyuşturucu etkisini yapıyor.

تنتج التأثير ذاته وتنتج شعورًا بالنشوة.

Hepsini aynı anda mı?

هل تأتي المشاعر الثمانية معاً؟

Aynı anıyı her hatırladığında

في كل مرة نفكر في نفس الذكرى

Aynı yerde takılır kalırsın.

تبقى عالقا غالبا .

Genellikle aynı özellikleri paylaştılar,

غالبًا ما شاركت صفات متشابهة،

İkimiz de aynı taraftayız.

نحن على نفس الجانب.

Kelimelerin sırasını aynı bırakıp

حتى لو قمت بترك ترتيب الكلمات نفسه

Aynı zamanda yengeçlerle dolu.

‫وأيضاً،‬ ‫هذا المكان مليء بسرطان البحر.‬

Aynı bunun gibi, bakın.

‫وهذا أيضاً. انظروا.‬

Aynı olayın yaşandığını gördüm.

رأيت الظاهرة نفسها تحدث.

Aynı zamanda hoşgörülü toplumları,

أنتجت مجتمعات متسامحة،

Aynı derecede alakasız olurdu.

هي فقط ستكون غير مناسبة

Aynı şey olduklarını söylemiyorum,

أنا لا أقول أنها نفس الشيء

Aynı zamanda sürdürülebilir gelişime

وسنقوم أيضا بتطوير التقنيات المستقبلية

Biz aynı yaştayız moruk!

أنا بمثل سنّك يا صاح.

Aynı ayakkabılar, Jordan, ABD.

نفس الأحذية، في الأردن وفي الولايات المتحدة

Aynı makalelere dönüp dururdum,

كنت أعود إلى نفس المقالات،

Yani her şeyleri aynı

لذلك كل شيء هو نفسه

Aynı noktada da olabilir

يمكن أن يكون في نفس النقطة

Aynı pusula gibi bize

تماما مثل البوصلة

Aynı hatayı tekrar yaptın.

وقعت في نفس الخطأ مرة أخرى.

Benim için hepsi aynı.

الأمر سواءٌ بالنسبةِ لي.

Sen aynı hatayı yaptın.

- لقد ارتكبت نفس الخطأ.
- لقد وقعت في الخطأ ذاته.

Onlar aynı devlette yaşıyorlar.

هُم يعيشون فى نفس الولاية.

Onlar aynı yatakta uyudular.

لقد ناما بنفس السرير

Saatlerimizi aynı zamana ayarlayalım.

لنضبط ساعاتنا على نفس التوقيت.

Herkes sizinle aynı fikirde.

- الجميع يتفق معك.
- الكل يوافقك الرأي.

- Kabul ediyorum.
- Aynı fikirdeyim.

أنا موافق

Biz aynı kiliseye gittik.

ذهبنا إلى ذات الكنيسة.

Tamamen sizinle aynı düşüncedeyim.

أوافقك الرأي تماما.

Onlar aynı şeyi yapmalı.

عليهم عمل الشيء ذاته.

Aynı şey pazartesi oldu.

حدث الأمر ذاته يوم الإثنين.

Tom aynı şekilde düşünüyor.

يفكّر توم بنفس الطريقة.

Onunla aynı fikirde değilim.

لا أوافقه.

Bu ürünler aynı kalitede.

هذه المنتوجات من نفس الجودة.

Her zaman aynı ses.

هو دائما نفس الصّوت.

Fadıl aynı kaderle buluştu.

لقي فاضل نفس القدر.

O zaman nasıl oluyorda hepsi aynı aynı anda hareket edebiliyor?

ثم كيف يمكنهم التحرك في نفس الوقت؟

Aynı acıya katlandığı ortaya çıktı.

واتضح أنه كان قد عانى من نفس الألم.

Heyecanlı ama aynı zamanda gerginsiniz

تشعر بالحماس، لكنك تشعر بالتوتر أيضاً،

Müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

تعاملهم مع الموسيقى.

Aynı kalite ve etkinlikte olacaktır.

في دول العالم الأول أو الثالث.

Daha sonra, aynı gün içinde

ولاحقاً خلال ذلك اليوم،

Aynı şeyi bana geri söylüyor.

يقول لي الشيء نفسه مرة أخرى.

"Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz,

"إنك لا تنزل في نفس النهر مرَتين."

Aynı yatağı ve evi paylaşacaktık,

سنتشارك نفس السرير والبيت.

Ve aynı zamanda insanların dolaşımını,

وأيضاً سوف يفرض عقوبات على حركة الناس،

Hepsi aynı kaynaklar için savaşıyordu.

تتنافس كلاها على ذات المصدر.

Aynı zamanda burada, New York'ta,

في مدينة نيويورك هنا،

Aynı şekilde sizlerin de var.

وأنتم كذلك.

Aynı şeyleri yine yapar mıydım?

هل كنت لأتحول ثانيًة؟

Ve bunların hepsi aynı değil.

و كلها ليست مثل بعض

Gördüklerimden sonra aynı kişi değildim.

لم أعد نفس الشخص أبدًا بعد ما رأيته.

Iş yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

ويريدون نفس الشيء أثناء العمل،

Aynı yolun izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

يجبُ تناوله بنفس الطريقة تمامًا.

Aynı zamanda bunları okulda öğretmenin

وأعلمُ أيضًا أن تدريس هذه المواضيع في المدارس

Siz de aynı şeyi yapabilirsiniz.

يمكننا تطبيق الشيء ذاته.

Bu fotoğraflar aynı noktaya ait.

هذه صور من نفس المنطقة.

Sinir bozucu şeyler aynı kaldı.

لا زالت الكثير من خيبات الأمل كما هي.

Aynı zamanda "iyi" anlamına gelir.

تعني أيضًا "جيد".

Büyükannenizle aynı fırçayı kullanmak istemezdiniz.

ألا تشارك مع جدتك في استخدام فرشاة الأسنان شيء أحسن بحد ما.

Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."

أنت تعامل الجميع بالتساوي."

Tüm insanlar aynı şeyleri istiyor,

كل البشر يريدون نفس الأشياء

Hep mi aynı kalacak acaba

أتساءل عما إذا كان سيبقى على حاله دائمًا

Bunlar aynı üniversite de okudu

درسوا في نفس الجامعة

Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor

في الوقت نفسه ، لا تتطابق الظلال مع بعضها البعض

Aynı zamanda kuvvetini de gösteriyor

كما يظهر قوتك

Aynı hassasiyeti gösterir diye düşünüyorum

أعتقد أنها تظهر نفس الحساسية

Bir düşmana aynı anda saldırabiliyor?

يمكن أن تهاجم عدو في نفس الوقت؟

Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.

‫وفي الوقت نفسه، تبتعد تدريجيًا.‬

- Dabbagh'ın aynı yıldızı olarak yükseldiği

الدباغ اقرباء اسماء الاخرس وتمكنت اسماء في ذات الوقت من

Sen ve ben aynı yaştayız.

أنا و أنت في نفس العمر.

Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.

- لا يمكنك أن تفعل شيئين في وقت واحد.
- لا يمكنك أن تفعل شيئين في الوقت ذاته.
- لا يمكنك أن تفعل شيئين في الوقت نفسه.

Yerinde olsaydım aynı şeyi yapacaktım.

لو كنتُ مكانك, كنتُ سأفعل نفس الشئ؟

Aynı fikirde değil gibi görünüyor.

يبدو أنه ليس موافقا.

Korkarım seninle aynı fikirde değilim.

أخشي أني لا أتفق معك.

Onlar hemen hemen aynı yaştalar.

هم في نفس العمر تقريباً.

Ama aynı zamanda bizi korkutuyorlardı.

لكنهم جعلونا أيضًا خائفين ،

Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.

على خريطة ميركاتور يبدو انهم تقريبا بنفس حجم

Seninle aynı fikirde olmaya başlıyorum.

لقد بدأت أوافقك الرأي.

Tam aynı şey Tom'a oldu.

الأمر عينه حصل لتوم.

- Seninle aynı fikirdeyim.
- Sana katılıyorum.

- أوافقك الرأي.
- أتفق معك.

Tüm kaynaklarını aynı işe yatırma.

ما تفعله محفوف بالمخاطر