Translation of "Olması" in Arabic

0.036 sec.

Examples of using "Olması" in a sentence and their arabic translations:

Kör noktalarımızın olması,

هو أننا نملك فجوات عمياء أكبر

Sebebi öyle olması.

فالسبب أنه كذلك فعلًا،

Dikkatli olması gerek.

‫يجب أن يكون أكثر حذرًا.‬

Kullanışlı olması gerekiyordu,

ومن المفترض أن يكون عمليًّا،

O noktaların sağda olması,

عندما تكون على اليمين

Beklentilerinin isteğinden farklı olması

امتلاكك لتوقع مختلفا عما تريد

Bir özelliğimin olması gerekiyor,

أنه من المهم أن أكون متميزةً بمجال.

Maliye bakanımız olması için,

لتكون وزيرة الماليّة،

Ve şahitleri olması gerekiyordu

وكان من المفترض أن يكونوا شهوداً

Trump'ın başkan olması gibi

مثل أن يصبح ترامب رئيسًا

Eşit bir hak olması gerektiğine

بأن الجميع يجب أن يحصلوا على فرص متساوية في التعليم

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

يتطلب الأمر طاقة لتكون حاضراً.

Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.

وجمالها يكمنُ في أنها تتخطى الحدود.

Buzun radarda tamamen transparan olması.

هو أن الجليد يعتبر شفافاً تماماً للرادار

Bunun sebebi okulun sabah olması

ذلك لأن المدرسة في الصباح

Din tüccarlarının elinde oyuncak olması

التجار المتدينون لديهم ألعاب في أيديهم

Mühim olan insanların ölüyor olması

الأشخاص المهمون يموتون

Değişiklik olması için dışarıda yiyelim.

لنأكل في مطعم كتغيير.

Fadıl, Müslüman olması gerektiğini hissetti.

شعر فاضل أنّه كان يجب عليه أن يعتنق الإسلام.

Daha güvenli olması için kuralları değiştirmek

تغيير القوانين لجعلها آمنة

Güvenli ve etkin olması için araştırılmasını

الذين عانوا من الفيروس بعد تطعيمهم،

Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.

‫المشكلة هي أن الكثير من هذه الحواف...‬ ‫حادة كشفرة الحلاقة‬

Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken

إذا فتحت أدراج المطبخ حيث يفترض أن تجد الأواني،

Ve adil bir toplum olması gerektiği.

والمساهمة في التنمية الوطنية.

Amacım onu olması gereken hâle getirmek.

بل أسعى للمحافظة عليه كما يجب.

Bizim topraklarımızdan çıkan bizim olması gereken

ما حصلنا عليه من أرضنا يجب أن يكون

Şu anda ses geliyor olması lazım

يجب أن يكون هناك صوت الآن

Bunun sebebi ise dünya'nın yuvarlak olması

والسبب في ذلك أن الأرض مستديرة

İlla böyle bir şeyin olması için

ليس بالضرورة أن يحدث مثل هذا الشيء

ısırıklarının can yakıcı olması ve zehirli

اللدغات مؤذية و سامة

Çok iyi bir algoritmaya sahip olması.

لديها خوارزمية جيدة للغاية.

Olacak.Projenin önemli finansal getirileri olması bekleniyor

مردوداتٍ ماليةٍ كبيرةٍ للعراق وذلك خلال نقل وايصال البضائع

Saatin çoktan sekiz olması mümkün mü?

هل من الممكن أنها بالفعل الساعة الثامنة؟

Ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.

ليصيبكم بالعدوى وهم يمرون بجانبكم.

Tom'un saat onda burada olması gerekiyor.

من المفترض أن يكون توم هنا في العاشرة.

Fadıl'ın hala hayatta olması bir mucizeydi.

بقاء فاضل حيّا كان معجزة.

Fadıl bir müslüman olması gerektiğini hissetti.

شعر فاضل أنّه كان عليه أن يعتنق الإسلام.

"İstediğim şeyin olması için ne yapmam gerekiyor?"

"مالذي يمكنني فعله لكي يحدث ما أريد ؟"

Psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.

فإنه لا مفر من أن يكون لديك أمانٌ نفسي.

Toplum bize, erkeğin güçlü ve güvenilir olması

يخبرنا المجتمع أن على الرجال أن يكونوا أقوياء ومسؤولين،

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

‫الكثير من الناس يتجنبون الطب الغربي،‬ ‫مما يزيد من عدد القتلى.‬

Katılımcıların mesleklerini söylemelerinin yasak olması kuralı mesela.

لا يمكنك إفشاء ما تقوم به لكسب الرزق.

Bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.

مع شخص يحمل آراء عنصرية بذلك الوضوح.

Gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

كالعيادات، والمشافي،

Bir sonraki gezegenin üç defa dönüyor olması

يشكل المدار الذي يليهما ضعف حجمهما ب3 مرات،

Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için

ويقضون الوقت الطويل في الصلاة من أجل حدوث المعجزات

Arka bahçelerinde 30 dönüm asfalt olması demek.

لديه الآن 30 فدانًا من الأسفلت في فنائهم الخلفي.

Veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi.

أو اتضح أن فيكي ستصبح شاذة أخيراً.

Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.

نتوقّع غالبًا أن يكون الفنان فنانًا مكافحًا.

Ve Baybarsın suikastin arkasında olması çok muhtemel

أن يكون مسؤولاً عن وفاة قطز كرد انتقامي، لأن السلطان الراحل

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

‫تصعّب الأجواء المضيئة الصيد على اللبؤة.‬

Diğer programlardan farkı ise oldukça basit olması

الفرق من البرامج الأخرى هو أنه بسيط للغاية

Sorun güneş enerjisinin çok fazla maliyetinin olması.

المشكلة أن الطاقة الشمسية تكلف كثيرا.

Gözünüzle gördüğünüz şeylerin doğru olması şart değil.

ما تراه عيناك ليس بالضرورة الحقيقة.

Bir lazerin yarıya bölecek kadar güçlü olması. '

أن يكون لديك ليزر قوي بدرجة كافية لتقسيمه إلى نصفين. "

Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.

حتى ولو لم يكن جميلاً أو مريحاً أو مرضي.

Beyninizin uyarılmasını arttıran bu alanlara sahip olması nedeniyle

وكما لدماغك لديه هذه المناطق التي تزيد في استثارتها,

Hikayeni anlatmana yardımcı olabilecek bir şey olması gerekir.

بل يجب أن تساعدك برواية قصتك.

Burada bir şey olması ihtimaline karşın dikkatli olmalıyız.

‫يجب أن ألزم الحذر في حال إن كان هناك...‬ ‫أي شيء هنا.‬

Burada bir şey olması ihtimaline karşın... ...dikkat etmeliyiz.

‫يجب أن ألزم الحذر في حال إن كان هناك...‬ ‫أي شيء هنا.‬

Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.

مدى ضآلة العدد كان في الواقع بمثابة صدمة كبيرة.

Çin'den daha açık ve özgür olması gereken toplumlarda

وفي أماكن التي كان من المفترض أن تكون منفتحة أكثر من الصين

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

كان يمكن للحضارة خارج الأرض أن تظهر في أشهر الصيف

Suyu doldurabileceğiniz temiz ve saydam bir şişenizin olması

‫من الحيل الجيدة كذلك،‬ ‫إن كان لديك زجاجة مياه شفافة،‬

Geçmişinin bu kadar temiz olması da belki de

ربما تاريخها نظيف جدا

Bu pramiti diğerlerinden ayıran özelliği ise merdivenli olması

السمة التي تميز هذا الامتياز عن الآخرين هي أنه يحتوي على سلم

Tabi birde girişinin merdivenin en üst basamağında olması

بالطبع ، المدخل في أعلى الدرج

Bu durumda bütün gölgelerin aynı yönde olması gerekiyordu

في هذه الحالة يجب أن تكون جميع الظلال في نفس الاتجاه

Yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey

باختصار ، من الطبيعي جدًا أن يكون هناك زلزال

Ben salonun soğuk olması dışında konserden zevk aldım.

لقد أعجبني الحفل، لكن القاعة كانت باردة.

- Bu mutlaka öyle değil.
- Öyle olması şart değil.

ليس بالضرورة.

Düştüğünde yardımcı olması, bir tekme de onların atmamasıdır.

عند وقوعه يجب أن يكونوا عونًا له، وأن يعطوه دفعةً للأمام.

Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.

دائما ما أحاول أن يكون لدي ما يدفعني للأمام.

Bence bunun nedeni ilgi alanlarınızın önemsiz olması değil,

أعتقد أن هذا ليس بسبب أن اهتماماتك لا تهم،

Panzehirlerin dağıtımının kötü olması ve panzehir etkisinin tutarsız olmasının

‫ما مدى سوء توزيع الترياق،‬ ‫كيف أن الترياق ليس مكتمل الفعالية.‬

Halatı atmaya yardımcı olması için paraşüt kordonunu da kullanacağız.

‫سنستخدم بعض حبال المظلات كذلك،‬ ‫للمساعدة في وضع هذا الحبل.‬

Buranın oldukça dar ve küçük olması iyi bir şey.

‫وحقيقة أن المكان هنا ضيق‬ ‫وصغير، هو أمر جيد.‬

Bu da TRAPPIST-1'in rezonant bir zincir olması.

وهو أن نظام ال TRAPPIST-1 يشكل سلسلة صوتية.

Bunun sebebi Tanrı'nın bize daha az kızgın olması değil,

بافتراض أن الله لم يصبح أقل غضبا علينا

Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.

‫كل فرص الصيد هذه تجذب النمور الأخرى.‬

Sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

والذي يجب أن يكون مضغوطًا، أو قابلًا للضغط، وخفيفًا،

Bence heralde gümrükten bi bağlantı olması lazım ki kaçırsınlar

أعتقد أنها لا تفوت الاتصال الجمركي هيرالد

Wellington sizi yendiğinden büyük bir general olması gerektiğini düşünüyorsunuz.

أنه بسبب هزيمتك ويلينجتون يجب أن يكون جنرالا عظيما.

Oğlu John Nevers'e Fransız-Burgundy'nin bir parçası olması emredildi.

وأعطي ابنه جون نيفير قيادة العنصر الفرانكو-بورغندي.

Eğer bir nedenden dolayı onun olması gerekiyorsa, ne yaparsın?

إن حصل هذا لأي سبب، فماذا ستفعل؟

Tamamen normal ve hatta beklenilen bir şey olması olarak tanımlıyorum.

بأن يتم الإفصاح عن المخاوف، والأسئلة، والأفكار، والأخطاء.

Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.

‫المعدن الصدئ ضار على نحو خاص.‬ ‫هكذا تصاب بالكزاز الذي ينمو على الصدأ.‬

Bu fotoğrafta ise tamamen kıyafeti farklı olması dikkatleri üzerine çekiyor

في هذه الصورة ، تجدر الإشارة إلى أن الزي مختلف تمامًا.

Benim şimdilerim şu an geçmişte öylece duruyor olması gerekmez mi?

ألا يجب أن تكون هديتي في الماضي الآن؟

Apollo Programı hayatta kalacaksa, bir sonraki görevin başarılı olması gerekiyordu.

إذا كان لبرنامج أبولو أن يستمر ، يجب أن تكون المهمة التالية ناجحة.

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

‫مشكلتك حين تكون سلطعونًا...‬ ‫هي أن الرخويات تستهدفك.‬

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

ما نعرفه عن الدماغ متغير بإيقاع يحبس الأنفاس.

Kadının 40, 50 ya da 60 yaşında olması bir şeyi değiştirmedi.

لا يهم إن كانت النساء في عمر 40 أو 50 أو 60.

Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.

‫من الخطورة بمكان‬ ‫أن يتواجد الجميع في مكان واحد.‬

Yani aslında kısacası erkek kendine hakim olması gerekirken suç kadına yükleniyor

لذا ، باختصار ، بينما يجب على الرجل أن يسيطر على نفسه ، يتم تحميل الجريمة على المرأة.