Translation of "Olmadığı" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Olmadığı" in a sentence and their arabic translations:

Iyi hisselerimizin olmadığı anlar.

من وما وأين نحن.

Burada da iyi olmadığı konular.

وهذا ما لا تفعله المواعدة عبر الإنترنت بشكل جيد.

Işık olmadığı zamanlar sessiz kalacaktı.

عندما لا يكون هناك ضوء، فإنه صامت.

Bağlantının olmadığı sadece üç nokta var.

يوجد 3 فقط لم يظهروا علاقة

Ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.

‫والناس غير مرتاحين لغضبنا،‬

Suya ihtiyaç olmadığı zamanlarda seller olurken,

لذلك سيكون هناك فيضان عندما يكون الماء غير مطلوب.

Ancal mantıksal tartışma olmadığı için kötü.

ولكنه ليس جيدا لتعزيز المناقشات المدروسة.

Yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında

ليس بالضرورة انحيازًا ، في الواقع

Ay gökyüzünde olmadığı zaman nereye gider?

إلى أين يذهب القمر عندما لا يكون في السماء؟

Doğru olmadığı veya eksik olduğu ortaya çıkıyor.

يتبين بإنه غير صحيح أو غيرمكتمل.

Ve kalçam olmadığı zamanları düşünmeme sebep oluyor.

وكنت أفكر أنّه ليس لديّ عجيزة.

Bu, çocuk olmanın avantajı olmadığı anlamına gelmiyor.

أنا لا أعني أن الأطفال لا يتمتعون بأي منافع

Ve benim cevabım hâlâ çok geç olmadığı.

واجابتي هي أنه لم يتأخر كثيرا

Artık olmadığı için yüksek lisans mezunu biri olarak,

على دفع إيجار وفاتورتي،

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

‫والجروف شديدة الانحدار ‬ ‫التي يصعب تسلقها لعدم استقرارها.‬

O da bu ilişkinin sadece bana bağlı olmadığı.

فهو أن التواصل لا يعتمد عليّ فقط.

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

فطالما أن هذين الجناحين غير متكافئين في القوة،

Benim fizik ödevimden daha farklı olmadığı ortaya çıktı.

ليست مختلفة جداً عن واجباتي في الفيزياء

Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?

هل ذلك يعني أن الفقر أمر غير مهم بالرغم من كل شيء؟

Kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar değer veriliyor

يتم تقييم النساء أكثر من أي مكان آخر في العالم

Tedavisi olmadığı için, bu kronik hastalıktan korunmaya çalışmamız gerek,

يجب علينا تجنب هذا المرض المزمن

Gerekçesi ise Türk müslüman kadınlarının bu kıyafetlere uygun olmadığı

والسبب أن النساء المسلمات الأتراك غير مناسبات لهذه الملابس.

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.

ولكن الحقيقة تبقى ان لا يوجد اسقاد صحيح ووحيد

Bana ihtiyacın olmadığı zaman ilişkimizi bir daha gözden geçiririz" dedim.

وعندما تصبح بغنى عني، فعندها سنتحدث عن علاقتنا."

Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz

وهكذا عندما نفتقر للتواصل بالبشر فإننا نحاول التأقلم، ونحاول إيجاد طرق للاتصال،

Henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda

ولم أضع قدما بعد فى مكان لا يوجد به ألم

Su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

تظهر أمواج ضخمة فقط لأن جسم الماء لا يكفي

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان