Translation of "Kötü" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Kötü" in a sentence and their chinese translations:

Kötü görünüyorsun.

你看起来很糟糕。

Çok kötü.

- 多遗憾啊!
- 可惜啊。

Kötü hissettim.

我觉得不好了。

Çok kötü üşüttüm.

我得了一種可怕的感冒。

Onun sağlığı kötü.

他的健康狀況很差。

Kötü çocukları sevmem.

我不喜歡懷男孩。

Kötü haberim var.

我有个坏消息。

Kendimi kötü hissediyorum.

- 我觉得有点儿不舒服。
- 我有点恶心。

O kötü kokuyor.

那不好聞。

Her şey kötü.

一切都很糟糕。

Ben kötü hissetmiyordum.

我没觉得不好。

Bu elma kötü.

这个苹果是坏的。

Çok kötü değildi.

那不太坏。

Çok kötü görünmüyorsun.

你看起來不難看。

- Tüm yabancılar kötü değildir.
- Tüm uzaylılar kötü değildir.

不是所有外星人都坏。

Jessie Fransızcayı kötü; Almancayı daha da kötü konuşuyordu.

潔西的法語說得不好,德語說得更差。

- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.

他的视力不佳。

O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın.

你必须改掉这个坏习惯。

Kendini kötü mü hissediyorsun?

你感觉不舒服吗?

Kötü soğuk algınlığını atlattı.

他从重感冒中恢复了过来。

Durum düşündüğümden daha kötü.

情況比我想的還壞。

O kötü Fransızca konuşur.

他讲不好法语。

Küçük hayvanlara kötü davranma!

要愛護小動物!

Sadece daha kötü olur.

它变糟了。

O kötü bir tavşandı.

那是一隻有惡意的兔子。

Oh! Bu çok kötü.

哦!那太糟糕了。

Durum sandığımızdan daha kötü.

情況比我們想像的要糟。

Zaten yeterince kötü hissediyorum.

我已经感觉够坏了。

Biraz kötü haberim var.

我有个坏消息。

Telaffuzum kötü, özür dilerim.

不好意思我发音不太好。

Kötü hava sağlığını etkiledi.

恶劣的天气对他的健康带来了影响。

O kötü bir sürücü.

他是個糟糕的司機。

Durum düşündüğümden de kötü.

情況比我想的還壞。

Hastalığı kötü havadan kaynaklı.

他的病是糟糕的天气导致的。

Kendini fazla kötü hissetme.

別傷心。

Kötü bir örnek verdin.

你举了一个不好的例子。

O, kötü yemek yapar.

她的廚藝差得透頂。

Bu kötü bir şey.

這是件壞事。

Kötü bir fikrim var.

我有个不好的想法。

Sen kötü bir örnek oldun.

你做了个坏榜样。

Başkaları hakkında arkalarından kötü konuşmamalıyız.

我們不應該在背後說別人的壞話。

Kötü bir baş ağrım var.

我頭疼得厲害。

O kötü bir fikir değil.

这个主意不错。

Bugün kötü ruh hali içindeyim.

我今天的心情不好。

Yağlama sistemi kötü dizayn edilmişti.

润滑系统设计得不好。

Tom çok kötü bir sürücüdür.

Tom车开得很差。

O, çok kötü bir sürücü.

她不怎麼會開車。

O kötü anıları silmek istiyor.

他希望抹去不好的记忆。

Benim için kötü bir gün.

那天我不行。

Bunlar gerçek , gerçek kötü şeyler.

这是一些十分坏的事情。

Cezalandırılmam gereken kötü şeyler yaptım.

我做了該受罰的壞事。

Kötü bir diş ağrım var.

我牙痛得厲害。

Tom kötü bir kaza geçirdi.

汤姆出了件大事。

Sanırım bu bizim kötü şansımızdı.

我猜这是我们的运气坏。

Bu kasabadaki en kötü oteldir.

這是城裡最糟糕的旅館。

Bu, okuduğum en kötü kitap.

这是我读过的书里面写的最差的一本了。

Kötü bir baş ağrısı çekiyordu.

他正遭受严重头痛的困扰。

Tırnaklarını yemek kötü bir alışkanlıktır.

咬指甲是个坏习惯。

Tom kötü bir üne sahiptir.

Tom的名声不好。

Sen, kendi en kötü düşmanınsın.

你是你自己最大的敌人。

Kötü haberi duymaya hazır mısın?

你準備好聽壞消息了嗎?

Annem kötü havadan dolayı golf oynayamadığı için kötü bir ruh hali içindeydi.

因為天氣不好,不能打高爾夫球,所以母親的心情很差。

Piyano akortsuzdu; çok kötü ses veriyordu.

鋼琴走調了,音色很難聽。

Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.

他的衣服總是很臭。

Bu cümlenin çevirisi kötü bir çeviridir.

这句话的译文翻译的很不好。

Bugün kötü bir baş ağrım var.

今天我头痛欲裂。

Böylesine kötü bir çocuk asla görmedi.

他从没见过那么坏的男孩。

Tom'un aşçılığı aslında çok kötü değildi.

湯姆的廚藝其實不那麼糟糕。

Çünkü kötü kokuyorsun, işte bu yüzden.

因为你真的很臭,这就是为什么。

Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.

没有什么比战争更糟的了。

- Gelememen çok kötü.
- Ne yazık, gelemiyorsun.

你不能來真是太糟糕了。

Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

天氣差的時候去爬山是很危險的。

Bize kötü bir şey olmasını istemiyorum.

我可不想要坏事发生在我们身上。

O kötü bir şarkı söylemeyi sevmez.

她不喜欢唱悲伤的歌。

Dün gece kötü bir rüya gördüm.

我昨晚做了一個惡夢。

Ben kötü bir soğuk algınlığı çekiyorum.

- 我患上了严重的感冒。
- 我患上了重感冒。

Hiçbir şey ondan daha kötü olamaz.

沒有比這更壞的了。

Bütün gün oturmak sizin için kötü.

整天坐著對你不好。

- Ne iğrenç!
- Ne kötü!
- Ne korkunç!

太可怕了。

Çiçekleri seven bir kişi kötü olamaz.

一个爱花的人坏不到哪里去。

Ben neyin daha kötü olduğunu bilmiyorum.

我不知道什么更糟糕。

Tom ülkedeki en kötü hapishaneye gönderildi.

汤姆被送到全国最差的监狱。

Burada hava kötü. Pencereyi açar mısın?

這裡的空氣不是很好。你可以打開窗戶嗎?

O kötü bir ruh hali içinde.

他心情不好。

Hemingway'in kötü bir yazma stili vardı.

海明威的寫作風格很差勁。

O, düzenbazlığıyla kötü bir üne sahiptir.

他因为为人不诚实而名声不好。

- Ben kötü bir soğuk almışım.
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.

我得了重感冒。

Başkalarının hakkında kötü konuşmaya gereğinden fazla hazırsın.

你太喜欢说他人坏话了。

Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.

- 我們這樣待他,好像不是太好。
- 这样对待他似乎不太公平。

O oldukça kötü, çünkü kitabı iyi satmıyor.

他的書銷路不好,所以現在手頭十分拮据。

Onun cenazesine gitmemiş olmamla ilgili kötü hissediyorum.

我因为没有参加他的葬礼而感到很糟糕。

Sigara içenin sağlığın için kötü olduğu bulundu.

查出了抽烟对身体不好。

En kötü ihtimalle, ortalama bir puan alacağım.

再不济我也能拿个平均分。

Pohpohlayan bir arkadaş senin en kötü düşmanındır.

只會說好聽話的朋友,是你最可怕的敵人.

Onun başkaları hakkında kötü konuştuğunu hiç duymadım.

我从没听过她说别人坏话。

Dün gece gerçekten kötü bir kabus gördüm.

昨晚我做了一个可怕的噩梦。

- Bu çok kötü.
- Ne yazık!
- Vah vah!

- 太可惜了!
- 多遗憾啊!
- 那太糟糕了。

Tom bunun ne kadar kötü olduğunu bilmiyor.

湯姆不知道它有多壞。