Translation of "Garip" in Arabic

0.029 sec.

Examples of using "Garip" in a sentence and their arabic translations:

Garip.

غريب.

...garip fenomenler...

‫والظواهر الغريبة...‬

Oldukça garip.

الأمر غريب.

Ne kadar garip.

اوه، ياللغرابة.

O garip davranıyor.

إنه يتصرف بغرابة.

O garip davrandı.

- كان يتصرّف بغرابة.
- كان يتصرّف بشكل غريب.
- تصرّف بغرابة.
- تصرّف بشكل غريب.

Dünya çok garip görünüyor.

يعني، إن العالم يبدو غريباً.

Bayağı küçük, bayağı garip,

وهي صغيرة جداً، عجيبة جداً،

garip bir şekilde öldü

مات بغرابة

Bu garip bir şeydir.

فإنه شيء غريب.

Tom biraz garip davranıyor.

كان توم يتصرف غريبا قليلا.

O garip biçimde davrandı.

- كان يتصرّف بغرابة.
- كان يتصرّف بشكل غريب.
- تصرّف بغرابة.
- تصرّف بشكل غريب.

Fadıl garip işlerde çalıştı.

كان فاضل يمارس أعمالا مؤقّتة.

Dilimizi malesef, batı ve Arap kültüründen harmanlaşarak garip garip kelimeler almışız

لسوء الحظ مزجنا لغتنا مع الثقافة الغربية والعربية واستقبلنا كلمات غريبة

Aslında garip bir şey olur.

في الواقع، يحدث شيء غريب.

Oldukça garip görünümlü bir hayvandır.

يعرض سلوكيات معقدة بشكل مثير للدهشة.

çok garip yaratık bu karıncalar

مخلوق غريب جدا هذه النمل

Bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

بدأت أكشف النقاب عن أشياء غريبة.

Çok garip bir şey görmüştüm.

‫لرؤية ذلك الشيء الغريب للغاية.‬

Biraz garip bir çocuk olarak,

كوني طفلا غريب الأطوار،

Bu garip müzik de ne?

ما هذه الموسيقى الغريبة؟

Benim için biraz garip bir davranıştı.

أن آخذ صديقة من منزل حبيبها

Gibi garip bir isimdeki bir izleyicimiz

جمهورنا باسم غريب مثل

Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.

‫بطريقة غريبة،‬ ‫كانت حياتنا تنعكس على بعضنا بعضًا.‬

Evin önünde garip bir adam var.

هناك رجل غريب أمام المنزل.

Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.

دخل شخص غريب من الباب فجأة.

Sami'nin gerçekten garip bir sesi vardı.

- كان صوت سامي غريبا حقّا.
- كان لدى سامي صوت غريب حقّا.

Bu uzaylı fikri biraz garip geliyor bizlere

تبدو هذه الفكرة الغريبة غريبة بعض الشيء بالنسبة لنا

Bu hayvanlar son derece egzotik ve garip.

‫الحيوانات عجيبة جدًا وغريبة.‬

Ya da biraz garip olduğunu, fazlaca özele girdiğini.

أو ربما هو غريب نوعًا ما، أو حميمي قليلًا.

Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat

ولكنّ الواقع هو أن هذه الحياة العجيبة البطيئة

HS: Gerçekten de öyle. GG: Gerçekten çok garip.

هيلي سميث: نعم هي كذلك. غريغ غيج: غريب فعلاً

Ve bu bana garip bir öz güven verdi.

‫ومنحني هذا ثقة بشكل غريب نوعًا ما.‬

- Hayat ne kadar garip!
- Hayat ne kadar tuhaf!

- ما أغرب الحياة!
- كم غريبة الحياة!

Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.

‫وأتذكر أنه كان هناك ذلك الشكل الغريب‬ ‫على يساري‬ ‫وكنت أغوص للعمق فحسب...‬

Ve garip bir şekilde eğlenceli olarak ileri ve geri gidiyor

يتحركون بطريقة رتيبة، ولكن ممتعة بشكل غريب.

O kadar garip bir tabir ki artık günlük olarak kullanıyorum.

مصطلح أستخدمه بشكل غريب في حياتي اليومية.

Yoksa Simpsons'ların yazdığı sahneler garip bir şekilde gerçek mi oluyordu?

أم كانت المشاهد التي كتبها عائلة سمبسون حقيقية بشكل غريب؟

Esma Esad'ın bir fotoğrafı ortaya çıktığında garip bir şey oldu

اسماء الى الحاضنة الشعبية للنطاق لجمع اكبر حشد حولها مع

Sami garip bir ses duydu ve araştırmak için dışarı çıktı.

سمع سامي ضجّة غريبة و خرج للتّأكّد من الأمر.

Bir şiir için garip bir seçim gibi görünüyor çünkü bir bakıma intihar şiiridir.

يبدو اختيارًا غريبًا لقصيدة لأنها ، بطريقة ما ، قصيدة انتحارية.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

‫كيف لحيوان بري يقوم بعمله‬ ‫يستفيد من زيارة ذلك المخلوق البشري الغريب؟‬

Ben garip bir şey olduğunu hissetmiş olmama rağmen, ben sadece onun ne olduğunu bilmiyordum.

بالرغم من أنني أحسست بأن هناك شيئاً غريباً ، لم أعرف بالتحديد ما هو.