Translation of "Fadil" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Fadil" in a sentence and their arabic translations:

Fadil kayıp.

لقد اختفى فاضل.

Fadil fazla uzaklaşmadı.

لم يذهب فاضل بعيدا.

Fadil geri döndü.

لقد عاد فاضل.

Fadil bisikletine biniyor.

فاضل يقود درّاجته.

Fadil sözünü tuttu.

أوفى فاضل بوعده.

Fadil Dania'nın parasını aldı.

- أخذ سامي مال دانية.
- استولى سامي على مال دانية.

Fadil başka birine aşık.

إنّ فاضل مغرم بامرأة أخرى.

Fadil şiir yazmayı severdi.

كان فاضل يحبّ كتابة القصائد.

Fadil, Dania'nın cesedinin yerini söyledi.

ذكر فاضل المكان الذي كانت فيه جثة دانية.

Fadil polisin yolda olacağını biliyordu.

كان فاضل يعلم أنّ الشّرطة ستكون في الطّريق إلى هناك.

Fadil, Dania'yı koşulsuz olarak sevdi.

كان حبّ فاضل لدانية غير مشروط.

Fadil bir çocuk gibi davranıyordu.

كان فاضل يتصرّف كطفل.

Fadil herkesi kontrol etmek istedi.

كان فاضل يريد أن يتحكّم في الجميع.

Fadil, Dania'nın ona para vermesini istedi.

اشترط فاضل أن تقدّم له دانية المال.

Fadil bir fast-food restoran açtı.

فتح فاضل مطعما للأكل الخفيف.

Fadil, Rami adında bir uyuşturucu satıcısı tanıyordu.

كان فاضل يعرف بائعا للمخدّرات إسمه رامي.

Fadil Rami'yi bir kez sırtından vurmayı başardı.

توصّل فاضل من إصابة رامي بطلقة في الظّهر.

Fadil beni bir içki içmeye davet etti.

دعاني فاضل لتناول مشروب.

Fadil ve Dania o aynı gece numaralarını değiştirdiler.

تبادل فاضل و دانية رقميهما في اللّيلة نفسها.

Fadil, o sırada Dania'yla aynı zihniyet çerçevesine sahipti.

كانت ذهنية فاضل كذهنية دانية آنذاك.

Fadil herkesi kontrol etmek isteyen bencil bir aptaldı.

فاضل شخص غبي و أنوي، يريد التحكّم في الجميع.

Fadil sessizce arka kapıyı açtı ve ayaklarının ucuna basarak eve girdi.

فتح فاضل المنزل بهدوء و دخل على أطراف أصابعه.

- Fadıl, Leyla'nın hayatta olup olmadığını bilmiyordu.
- Fadil , Layla hayatta mı deil mi bilmiyordu

لم يعلم فاضل إن كانت ليلي حيّة أم ميّتة.