Translation of "Devam" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Devam" in a sentence and their arabic translations:

devam böyle devam

تواصل مثل هذا

- Devam et.
- Devam edin!

- داوم.
- استمر.

Devam edelim.

‫لنواصل.‬

Devam edelim!

‫تابع الحركة!‬

Yani devam etmeden,

لذا، ونحن نتابع

Yükselmeye devam etti.

بـ 68 بالمئة منذ عام 2012.

Yola devam edelim.

‫لنواصل التقدّم.‬

Tamam, devam edelim!

‫حسناً، لنتابع السير!‬

Tamam, devam edelim.

‫حسناً، لنواصل السير.‬

Hadi devam edelim.

‫لنواصل.‬

Denemeye devam etmeliler.

‫عليها الاستمرار.‬

Sonra göreve devam.

‫ثم...‬ ‫العودة لأخذ المزيد.‬

Mücadelemiz devam edecek,

سيستمرّ نضالنا،

Adanmışlığımız devam edecek.

وسيستمرّ التزامنا.

devam edelim böyle!

لنكمل!

Gelmeye devam etti.

‫لكنها استمرّت في القدوم نحوي.‬

Tartışmayı devam ettirelim.

لنكمل حديثنا.

Arkadaşlığımız devam etmedi.

لم تدم صداقتنا.

Kazmaya devam edin.

واصِل الحفر.

Çalışmaya devam edin.

واصِل العمل.

Hapşırmaya devam ediyorum.

أعطس كثيراً.

Savaş devam ediyor.

تتواصل الحرب.

Ağlamaya devam etti.

واصلَت البكاء.

- Sami hayatına devam etti.
- Sami yaşamına devam etti.

واصل سامي حياته.

- Sami dua etmeye devam etti.
- Sami yakarmaya devam etti.

واصل سامي الصّلاة.

Yine de devam edeceğim

على الرغم من ذلك، سأستمر

Duvara toslamaya devam eder.

أشبه بأرنب أخذ ستيرويدات.

Önemli olan devam etmek.

المهم هو أن تواصل الحركة بشكل دائم.

Bu yüzden devam edecek.

ولهذا سوف تستمر.

Sara okula devam ediyor.

سارة في المدرسة.

Biz ise devam ettik.

واستمرينا.

Tamam, yola devam edelim.

‫حسناً، سنواصل التقدم للأمام.‬

Tamam, hadi devam edelim.

‫حسناً، لنتابع التحرك.‬

ön sevişmeyle devam eden

يتبعه الملاطفة الحميميّة

Veri analizleri devam ediyor

لذلك، تحليل البيانات جارٍ الآن،

Whig tarihini devam ettiriyorsunuz,

أنت ممارس عتيد لـ "تاريخ الهويك"،

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

لكن علي أن أظلَ أمشي في الطريق."

En iyisi devam etmek.

‫يُستحسن أن تتحرك.‬

Ama beslenmeye devam edebilirler.

‫لكن يمكنها الاستمرار في التغذّي.‬

Alıyorlar sırtlarına bitlerini devam

يبقون القمل على ظهورهم

Ancak saldırı devam etti

ومع ذلك، استمرّ التقدّم وحتى بايزيد فوجئ

O, konuşmasına devam etti.

أكملت حديثها.

O çalışmaya devam etti.

- استمرت في العمل.
- بقيت تعمل.

Ben çalışmaya devam ettim.

تابعت العمل.

Onların desteğiyle devam ettim.

وبدعمهما استمررت.

Tom yürümeye devam etti.

استمر توم بالمشي.

Leyla yüzmeye devam etti.

واصلت ليلى السّباحة.

Polis beklemeye devam etti.

واصلت الشّرطة الانتظار.

Soruşturma aylarca devam edecek.

سيتواصل التّحقيق لأشهر.

Köpekler havlamaya devam etti.

واصلت الكلاب النّباح.

Sami bağırmaya devam etti.

- واصل سامي الصّراخ.
- واصل سامي الصّياح.

Ve bunu yapmaya devam edersen

ومع التدريب المناسب

Güçlü yaşa, tak onu, devam.

عش قويًا، ضعها هناك، لننطلق.

''Beni sevmeye devam edecek mi?''

"هل سيستمر في حبي؟"

Bu yüzden, eğitimime devam ettim,

لذا لحقت بتعليمي

Karar verip yola devam edelim.

‫لذا دعنا نقرّر ونواصل التقدم.‬

Enerji devam edebilmemiz için gerekli,

‫الطاقة ضرورية لتجعلنا نواصل الحركة.‬

Tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.

يظلون تهديدات خطيرة

Breakthrough Starshot'ın uygulanmasına devam etmezler.

فلن تستطيع متابعة توظيف ذلك المشروع،

Ama bu problemlerin devam etmesi

لكن حقيقة أن هذه المشاكل مستمرة

Yine de katliam devam ediyor.

‫رغم ذلك، فإن المذبحة مستمرة.‬

Doğuya doğru, çatışma devam ediyor.

في الشرق، استمرت المناوشات

Biri, tam bağlılık. Devam edin...

‫أولاً: الالتزام التام. اسع إلى مهمتك...‬

Deyip kendimi parçalamaya devam edebilirdim.

أحبوا الإشادة بأنفسهم حينما استطاعوا أن يقولوا عن طفلة:

Pek yine yayınlanmamaya devam edecek

لن يستمر النشر مرة أخرى

Neyse.. deyip hayatımıza devam ederiz

على أي حال .. نقول ونواصل حياتنا

Günümüzde ise hala devam ediyor

ما زالت مستمرة حتى اليوم

çalışmalar ise hala devam ediyor

الدراسات لا تزال جارية

Burada yine teşkilatlanmaya devam ettiler

استمروا في التنظيم هنا مرة أخرى

devam ederse, sadece kutuplarda gördüğümüz

إذا استمرت ، نرى الأقطاب فقط

Salınım artış göstermeye devam edecek.

ستستمرُ معدلات الانبعاث في الإرتفاع.

Yağmur bütün gün devam etti.

استمر المطر بالهطول طوال اليوم.

Onlar saatlerce konuşmaya devam etti.

استمروا في الحديث لساعات.

O, kitabı okumaya devam etti.

استأنف قراءة الكتاب.

O, resme bakmaya devam etti.

أدام النظر إلى الرسم.

Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.

ليس لدينا أي خيار آخر غير المواصلة.

Konferans beşe kadar devam etti.

استمر المؤتمر حتى الساعة الخامسة.

Bir süre yürümeye devam etti.

واصل المشي لفترة.

Devam edin ve polisi arayın.

هيّا اتّصل بالشّرطة.

Leyla sevgilisine yazmaya devam etti.

واصلت ليلى مراسلة عشيقها.

Leyla araç sürmeye devam etti.

واصلت ليلى السّياقة.

Leyla sadece yüzmeye devam etti.

واصلت ليلى السّباحة فحسب.

Leyla hareket etmeye devam etti.

استمرّت ليلى في الحركة.

Ve devam eden bu hastalıkla birlikte

وكوالدين، أخذت وأباها حصصًا عدة عن الصحة النفسية،

İşler ilginç hâle gelmeye devam edecek.

تستمر الأمور في التطور بغرابة.

Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.

بقينا ننتظر. لم نسمع شيئاً.

Daha fazla engelli olmaya devam ettim.

استمررت في الإعاقة.

Bunu İstanbul'da da görmeye devam ettim.

استمررت في رؤية هذا في اسطنبول.

Yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.

ومع ذلك يستمرون مثل السابق.

Bu çamuru silip yola devam edebiliriz.

‫يمكننا التخلص من هذا الطين‬ ‫ومواصلة التقدم.‬

Zekice düşünmeye devam edeceğiz. Kaynaklarımızı kullanacağız.

‫نواصل التفكير بشكل ذكي.‬ ‫ونظل واسعي الحيلة‬

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

‫لنخرج من هنا ونتابع البحث.‬

Şafakla beraber , Kartaca ilerleyişi devam etti.

عند الفجر، استأنفت المسيرة القرطاجية

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

‫على الأسرة الاستمرار والعثور على المياه.‬

Güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

‫أصبحت عاجزاً.‬ ‫سأواصل المحاولة.‬