Translation of "Arkadaş" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Arkadaş" in a sentence and their arabic translations:

Gerçeklikle arkadaş olun.

كونوا أصدقاء مع الواقع.

Sadece arkadaş olalım.

- دعنا فقط نصبح أصدقاء.
- دعينا فقط نصبح أصدقاء.
- دعونا فقط نصبح أصدقاء.

Arkadaş olarak buradayım.

أنا هنا كصديق.

Onlar arkadaş mı?

هل هم أصدقاء؟

Biz arkadaş değildik.

لم نكن اصدقاء

Ve arkadaş gezegeniniz mevcut.

ولديك كوكب الأصدقاء.

Dünyanı kasıp kavuruyor arkadaş

عالمك يدمر صديقك

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

على الأصدقاء مساعدة بعضهم البعض.

Tom ile arkadaş oldum.

أصبحت صديق توم.

Biz hemen arkadaş olduk.

- أصبحنا صديقين على الفور.
- أصبحنا أصدقاء على الفور.

Tom'u arkadaş olarak görmüyorum.

لا أعتبر توم صديقا لي.

Sami arkadaş edinmekten hoşlanır.

سامي يحبّ التّعرّف على أصدقاء جدد.

Şirketler çalışanlarına arkadaş olmayı öğretirse

عندما تعلّم الشركات موظفيها ليكونوا حلفاء

Onlarla okul festivalinde arkadaş oldum.

تصادقت معهم في مهرجان المدرسة.

O, Amerika'dayken onunla arkadaş oldu.

- أصبح صديقا لها عندما كان في الولايات المتّحدة.
- ربطته صداقة معها بينما كان في الولايات المتّحدة.

Ben onu bir arkadaş görüyorum.

اعتبره صديقاً.

O, partide Tom'la arkadaş oldu.

تعرّفت على توم في الحفلة و أصبحا صديقَيْن.

Onun patronu arkadaş canlısıdır, Amerikalıdır.

رئيسه ودّيّ، إنه امريكيّ.

Sami tehlikeli insanlarla arkadaş olmuştu.

كان سامي يصاحب أشخاصا خطيرين.

Sami bizimle arkadaş olmak istedi.

أراد سامي أن يكون صديقا لنا.

Fadıl ve Leyla, erkek arkadaş ve kız arkadaş olarak vakitlerini birlikte geçirmeyi seçtiler.

اختارا فاضل أن ليلى أن يمضيا وقتهما معا كحبيبان.

Tıpkı bir arkadaş gibi cevaplamak için

لتجيب على أسئلة طفلك،

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

مثل رتبة " الصديق" لمن يتمتعون بصفة الودية مع الآخرين،

Yani kötü arkadaş yoktu o zamanlar

لذلك لم يكن هناك أصدقاء سيئين في ذلك الوقت

Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.

ذهبت للتسوق مع صديق لي.

Tom hâlâ bizim arkadaş olduğumuzu düşünüyor.

ما يزال توم يظننا أصدقاء.

Jim pek çok yeni arkadaş edindi.

لقد تعرّف جيم على الكثير من الأصدقاء.

Çocuklarınızla arkadaş olmayı ve onların size güvenerek

هل يمكنكم أن تكونوا أصدقاء لأطفالكم

Başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,

وكوّنت صداقات مع مجموعات شبابية من مصابي السرطان،

Arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak

شخص ما يكون هناك كصديق، لتتحدث إليه،

Gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.

الصديق الوفي كالطائر النادر.

Birçok arkadaş bu sayede iş sahibi oldu.

وبفضل هذا أصبح العديد من الأصدقاء أصحاب أعمال.

Leyla, Salime'yi bir arkadaş olarak kabul etti.

كانت ليلى تعتبر سليمة صديقة لها.

Sami, Leyla ile arkadaş olmaya devam etti.

واصل سامي صداقته مع ليلى.

Steve Jobs'a bu arkadaş çevresinin hiçbir faydası olmadı

لم يكن لهذه الدائرة من الأصدقاء أي فائدة من ستيف جوبز

Yakın bir arkadaş olan General Desaix'in övgüsünü kazanarak

قاد سلسلة من العمليات الجريئة ضد النمساويين ،

Ayrıca genç bir Binbaşı Bonaparte ile arkadaş oldu.

كما أقام صداقات مع الرائد الشاب بونابرت.

- O bir arkadaş mı?
- O bir dost mu?

هل هو صديق؟

çeşmeye ilk sen varacak olursan, seni arkadaş grubumuza alıyoruz."

إذا جئت إلى النافورة آول واحدة، فإننا نأخذك إلى مجموعة أصدقائنا. "

Arkadaş bulamazsa soğukta tek başına tehlikeli bir gece geçirecek.

‫من دونهم، يواجه ليلة خطيرة البرودة وحده.‬

Uyan şimdi uyan, arkadaş arkadaşlarıyla, Adil'in insanlarının en iyileri.

استيقظ الآن استيقظ ، رفقة الأصدقاء ، كل ما لديكم من أحسن أهل عادل.

Bu yüzden onun için zor olanı yaptı ve 100 kadar arkadaş ve akranının

تحدّثت عن هذا أمام 100 من أصدقائها وزملائها

Yanlışlıkla bile girdiysen kredi kartı bilgilerini at bir tane mail al paranı geriye arkadaş yahu

حتى إذا أدخلتها عن طريق الخطأ ، تخلص من معلومات بطاقتك الائتمانية ، واحصل على بريد إلكتروني ، أو أموالك ، أو صديق ياهو

Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

اضرمت النار في الغابة، واشتعلت النيران، وكومة من فتات الرماد هو كل ما تبقى من السيدة أسكيو وزملائها الشهداء.