Translation of "Olduk" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Olduk" in a sentence and their japanese translations:

Zilzurna sarhoş olduk.

ベロベロに酔っぱらっちゃった。

Biz başarılı olduk.

成功だ!

Sağanakta sırılsıklam olduk.

私たちは夕立にあって、びしょ濡れになった。

Onlarla arkadaş olduk.

私たちは彼らと親しくなりました。

Yaşlandıkça unutkan olduk.

私たちは年をとるにつれて忘れっぽくなる。

Birbirimize yardımcı olduk.

私たちは互いに助け合った。

Ve çoğumuz izleyici olduk

大多数の観衆からなる 世の中になり

Hepimiz terden sırılsıklam olduk.

われわれは皆汗でびしょ濡れになった。

Hepimiz hasata yardımcı olduk.

私たちはみな収穫の手伝いをした。

Bugün matematikten sınav olduk.

- 私たちは今日数学の試験を受けた。
- 今日は数学のテストがあった。

Dün bir sınav olduk.

- 私たちは昨日試験があった。
- 昨日は試験があったんです。

Biz hemen arkadaş olduk.

私たちはたちまち仲良くなった。

Anlaşmazlığı çözmede başarılı olduk.

私たちはその紛争を解決することができた。

Davet edildiğimize memnun olduk.

私たちはそのパーティーに招待されて喜んでいます。

Biz Tom'la arkadaş olduk.

私たちはトムと親しくなった。

Massachusetts'e kadar zaten başarılı olduk,

サンフランシスコや マサチューセッツ州サマービルで

Tam bir daire çizmiş olduk.

戻ってきてしまった

Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.

我々は準備不足で失敗した。

Annemizin öfkesinin şiddetiyle şok olduk.

母親の怒りの厳しさにびっくりした。

Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.

- 彼の成功について聞いて、我々は喜んだ。
- 彼が成功したのを聞いて、私たちは喜んだ。
- 私たちは彼の成功を聞いて喜んだ。

Biz Asahi gazetesine abone olduk.

我が家では朝日新聞をとっている。

Biz ona parayla yardımcı olduk.

- 私達はお金を出してあげて彼を援助した。
- 私たちは金銭的に彼を援助した。

Tanıştığımız an birbirimize aşık olduk.

私たちは会うやいなや互いに愛し合った。

Onun işinden tamamen tatmin olduk.

私たちは、彼の仕事に完全に満足した。

Biz bugün bir sınav olduk.

今日、小テストがありました。

Kötü servis hakkında şikayetçi olduk.

- サービスが悪かったのでクレームをつけた。
- 私たちはお粗末なサービスに文句を言った。

Biz onun ölüm haberine şok olduk.

我々は彼の死亡のニュースにショックを受けた。

Bu sabah bir tarih sınavı olduk.

今朝は歴史の小テストがあった。

Mary ve ben iyi arkadaşlar olduk.

メアリーと私は仲良しになりました。

En az on Amerikalıyla arkadaş olduk.

私たちは少なくとも10人のアメリカ人と友達になった。

- Üç denememiz vardı ve her seferinde başarısız olduk.
- Üç kez denememize rağmen her seferinde başarısız olduk.
- Üç kere denedik ve her seferinde başarısız olduk.

私たちは三度試みたが、いずれも失敗した。

Ve birbirimizi onaylamasak bile dinlemeye istekli olduk.

意見が違ってもお互いの意見に 耳を傾けることを選びました

Bütün çabalarımıza rağmen, sonuçta hepimiz başarısız olduk.

私たちは努力したにも関わらず結局失敗した。

- Onu ikna etmekte başarısız olduk.
- Onu ikna edemedik.

私たちは彼を説得するのに失敗した。

Dil zorluğuna rağmen biz kısa sürede arkadaş olduk.

言葉の壁にもかかわらず、私たちはすぐに友達になった。

O günden sonra, biz onun Japonca öğrenmesine yardımcı olduk.

その日から私たちは彼が日本語を学ぶのを手伝ってやった。

Sadece şiddetli felç geçiren insanları hayatta tutmakta daha iyi olduk.

重い脳卒中の後 命が助かるように なってきただけです

- Hepimiz onun masum olduğuna ikna olduk.
- Hepimiz onun suçsuzluğuna inanıyoruz.

私達はみんな彼の無罪を確信している。

Ne kadar uzun süre beklediysek, o kadar daha sabırsız olduk.

待てば待つほど、私たちは苛々してきた。