Translation of "Aradı" in Arabic

0.044 sec.

Examples of using "Aradı" in a sentence and their arabic translations:

Yatırımcı aradı

دعا المستثمر

Sami aradı.

اتّصل سامي.

Sami polisi aradı.

اتّصل سامي بالشّرطة.

Sami beni aradı.

اتّصل سامي بي.

Sami annemi aradı.

اتّصل سامي بأمّي.

Bir kız beni aradı.

اتصلت بي فتاة.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

فتشت الشرطة منزل فاضل.

Fadıl, Leyla'nın hücresini aradı.

اتّصل فاضل بليلى على هاتفها الخلوي.

Sami çaresizce polisi aradı.

اتّصل سامي يائسا بالشّرطة.

Sami her zaman aradı.

كان سامي يتّصل دائما.

- Sami şehirdeki her lokantayı aradı.
- Sami kentteki her lokantayı aradı.

اتّصل سامي بكلّ مطعم في المدينة.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

لكن كثيرين التمسوا عرشه.

Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı.

- ما إن وصل إلى المطار حتى اتصل بمكتبه.
- بمجرد وصوله إلى المطار، قام بالإتصال بمكتبه.

Ming dün akşam arkadaşını aradı.

اتصلت مينج بصديقها ليلة البارحة.

Bill dün gece beni aradı.

اتصل بي بيل ليلة أمس.

Oğlu onu New York'tan aradı.

اتصل ابنها من نيويورك.

Biri nihayet 911'i aradı.

وأخيرا اتصل أحدهم ب 911.

O, öğleden sonra beni aradı.

اتصلت بي بعد الظهر.

Tom geçtiğimiz hafta beni defalarca aradı.

اتصل بي توم مرات كثيرة الأسبوع الماضي.

Fadıl parayı bulmak için evi aradı.

بحثَ فاضل في المنزل كي يعثر عن المال.

Fadıl, Dania'yı tanıdı ve polisi aradı.

تعرّف فاضل على دانية و اتّصل بالشّرطة.

- Leyla güvenliği çağırdı.
- Leyla güvenliği aradı.

اتّصلت ليلى بالأمن.

Sami gelip alması için Leyla'yı aradı.

اتّصل سامي بليلى، طالبا منها أن تأتي و تصطحبه.

Sami, Mısır'daki çocuklarını aradı ama boşunaydı.

بحث سامي عن أولاده في مصر لكن دون جدوى.

Dün gece çok geç saatlerde beni aradı.

اتصلت بي في وقت متأخر الليلة الماضية.

Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?

هل اتصل بي أحد عندما كنت في الخارج؟

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

من الذي اتصل بآن.

Fadıl polisi aradı ve kayıp çocuğunu bildirdi.

اتّصل فاضل بالشّرطة و أخبرها باختفاء إبنه.

Sami onu alması için bir arkadaşını aradı.

- اتّصل سامي بصديق كي يصطحبه.
- اتّصل سامي بصديق كي يقلّه.

Sami restoranını aradı ve bir yemek siparişi verdi.

اتّصل سامي بمطعمه و طلب بعض الأكل.

- Sami bina güvenliğini aradı.
- Sami bina güvenliğini çağırdı.

اتّصل سامي بأمن العمارة.

Yakın bir arkadaşım aradı dedi ki yobaz ne yapıyosun

قال صديق مقرب ، ماذا تفعل؟