Translation of "Polis" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Polis" in a sentence and their arabic translations:

Polis onu durdurdu.

أوقفته الشرطة.

Polis şüpheliyi tutukladı.

اعتقلت الشرطة المشتبه به.

Polis Tom'u araştırıyor.

تحقق الشرطة مع توم

Polis, Fadıl'ı izledi.

- كانت الشرطة تتعقّب فاضل.
- تعقّبت الشّرطة فاضل.
- قامت الشّرطة بتعقّب فاضل.

Polis kapıyı dövüyordu.

- كانت الشّرطة تدقّ الباب بقوّة.
- كانت الشّرطة تقرع الباب بقوّة.

"Bekleyin, polis hemen gelecek."

"اصمد، ستأتي الشرطة قريباً".

Polis onu cinayetle suçladı.

- اتهمته الشرطة بالقتل.
- وجهت الشرطة إليه تهمة ارتكاب جريمة قتل.

Polis kaza mahalline ulaştı.

وصل الشرطة إلى مكان الحادثة.

Birisi polis çağırdı mı?

ألم يتصل أحدهم بالشرطة؟

Polis, suçu çözmeye koyuldu.

الشرطة انطلقت لتحل الجريمة

Tom bir polis oldu.

أصبح توم شرطيا.

Polis, Fadıl'ı aramaya geldi.

جاءت الشرطة تبحث عن فاضل.

Polis tüm olasılıkları düşündü.

فكّرت الشّرطة في جميع الاحتمالات.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

فتشت الشرطة منزل فاضل.

Polis, Leyla'nın iPhone'unu buldu.

استرجعت الشّرطة هاتف ليلى الذّكي.

Sami bir polis kaçağıydı.

كان سامي مخبر شرطة.

Sami polis üniformasını giydi.

ارتدى سامي بدلة للشّرطة.

Polis beklemeye devam etti.

واصلت الشّرطة الانتظار.

Sami polis tarafından alındı.

- أقلّت الشّرطة سامي.
- أخذت الشّرطة سامي.

Polis onlara "Dur" dedi.

الشرطي قال لهم قفوا

- Polis seni orada asla bulmayacak.
- Polis seni orada asla bulamayacak.

لَن تَجدَكَ الشُرطةُ هُناك

polis nasıl yapması gerektiğini öğrenebilir.

هذا أمر يمكن للشرطة أن تتعلمه.

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

ألقت الشرطة القبض على الرجل الذي قتل الفتاة.

Polis herhangi bir ipucu bulamadı.

لم تعثر الشرطة على أية أدلة.

Fadıl yardım için polis çağırdı.

اتّصل فاضل بالشرطة من أجل المساعدة.

Polis sağlık bölümüyle temasa geçti.

اتّصلت الشّرطة بقسم الصّحّة.

Polis sorgulanmak için Fadıl'ı götürdü.

أخذت الشّرطة فاضل للإستجواب.

Polis, Sami'nin izini arayıp yakaladı.

تعقّبت الشّرطة آثار سامي.

Bir polis, doktor veya devlet memuru

في كل مرة يقوم فيها شرطي، أو طبيب أو أي موظف حكومي

Birleşik Devletler'deki polis merkezlerinin büyük çoğunluğu

إن الأغلبية الساحقة من أقسام الشرطة عبر الولايات المتحدة

Bakın, kendim de polis şiddeti yaşadım,

كماترون، كونني ناجٍ من وحشية الشرطة

Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.

اعتقله الشرطي لقيادته تحت تأثير الكحول.

Polis memuru bir uyarı atışı yaptı.

أطلق الشرطي رصاصة تحذيرية.

Polis karakolunun nerede olduğunu biliyor musunuz?

أتعلم أين هي محطّة الشّرطة؟

Polis bile onun sen olduğunu söylüyor.

حتّى الشّرطة تقول أنّه أنت من قالم بذلك.

Polis, Fadıl'ı Khalifa Otel'ine kadar izledi.

تعقّبت الشّرطة أثر فاضل إلى فندق خليفة.

Polis, Fadıl'ın minibüsünü aramaya devam etti.

واصلت الشّرطة تفتيش عربة فاضل.

Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı.

أُحضِر فاضل إلى محطّة الشّرطة و استُجوِب.

Polis, Tom'un birkaç kişiyi öldürdüğünü düşünüyor.

تظنّ الشرطة بأن توم قتل عدة أشخاص.

Uzmanlar, polis ağı dragnet gözetiminin güvenliği artırdığına --

لم يستطع هؤلاء الخبراء إيجاد أي مثال

çok daha fazla şey öğreniyor bence. POLİS

أكثر بكثير ممّا يتعلّم من الانتصارات والحياة السهلة. "الشرطة"

Polis sadece tek bir banka hesabına ulaştığında,

عندما توصلت الشرطة لأحد الحسابات البنكية،

Polis protestocu gençlere karşı biber gazı kullandı.

استعملت الشرطة الغاز المسيل للدموع ضد الطلبة المحتجين.

"Bu insanlar, polis olabilir. Market tezgahtarı olabilir."

"هذا ينطبق على رجال الشرطة، العاملين بمحال البقالة،"

Polis, Fadıl'ın arabasını sınırın yakınında fark etti.

رصدت الشّرطة سيّارة فاضل بالقرب من الحدود.

Polis, Fadıl'ın Dania ile yüzleşmesine izin verdi.

سمحت الشرطة لفاضل كي يقابل دانية.

Fadıl'ın arkadaşlarından birçoğu polis tarafından sorguya çekildi.

استجوبت الشّرطة العديد من أصدقاء فاضل.

Polis bölgedeki her ev sahibi ile görüştü.

استجوبت الشّرطة كلّ صاحب منزل في الحيّ.

Polis, Leyla'nın cinayete bir şekilde karıştığına inanıyordu.

كانت الشّرطة تعتقد أن ليلى كانت متورّطة في الجريمة بشكل ما.

Ama polis ona inanmamış ve hiçbir şey yapmamış.

لم يصدقها رجال الشرطة لذا لم يفعلوا شيئاً.

- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!

- اتصل بالشرطة!
- اطلب الشرطة!
- اتّصل بالشّرطة!

Polis, Sami'nin parmak izlerini kapı tokmağının üzerinde buldu.

عثرت الشّرطة على بصمات أصابع سامي على مقبض الباب.

Sami, polis şefi ile bir toplantı daha planladı.

حدّد سامي موعدا لاجتماع آخر مع رئيس الشّرطة.

Gitar çalarken kapıma polis gönderen komşuma da buradan sesleniyorum.

أدعو جاري من هنا الذي كان يرسل الشرطة إلى بابي عندما أعزف الغيتار.

Daha çok polis gelsin panzer gelsin helikopter gelsin diye

يأتي المزيد من رجال الشرطة ، وتأتي الدبابات ، وتأتي المروحية

Tom arka dikiz aynasında bir polis arabası fark etti.

لاحظ توم سيارة الشرطة في مرآة الرؤية الخلفية.

Bunun yerine zorla emekliye ayrıldı ve polis gözetimi altına alındı.

وبدلاً من ذلك ، أُجبر على التقاعد ووضع تحت مراقبة الشرطة.

Amerika'da siyahi bir vatandaşın polis tarafından boğularak öldürülmesi isyan başlattı

مقتل مواطن أسود في أمريكا على يد الشرطة يخنق أعمال شغب

Yoğun trafiğin gürültüsü o kadar çoktu ki polis kendini duyuramadı.

كان ضجيج السيارات شديدا لدرجة أن الشرطة لم يسمعوا أنفسهم.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.

لذلك فإنّنا بعزل هذا المكان أعقنا الاتصالات بشكل كبير. أكثر ما كان مؤثّراً في الأمر، هو أنّ بعض رجال الشرطة جاؤوا معنا.