Translation of "Usaba" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Usaba" in a sentence and their turkish translations:

Simplemente usaba más maquillaje.

sadece daha fazla makyaj yaptım.

Usaba un DNI falso.

O sahte bir kimlik kartı kullanıyordu.

Él usaba zapatos viejos.

O, eski ayakkabılar giydi.

- Llevaba un sombrero negro.
- Ella usaba un sombrero negro.
- Usaba sombrero negro.

- O, siyah bir şapka giyiyordu.
- Siyah bir şapka takıyordu.

Usaba su brazo como un arma extraña.

Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.

Tom era casado, pero no usaba anillo.

Tom evlendi fakat bir yüzük takmadı.

La niña usaba listones rojos en su pelo.

Kız saçına sarı kurdeleler takmıştı.

Y todavía usaba el humor en el trabajo.

ve hâlâ iş yerinde mizah kullanıyordum.

En las sociedades primitivas se usaba el trueque.

İlkel toplumlarda takas kullanılmıştır.

Simplemente usaba más maquillaje, y todo iba sobre ruedas.

Biraz daha makyaj ve her şey tamam.

En el pasado, cada ciudad usaba su propio reloj

Daha öncelerde her şehir kendi saatini kullanıyordu

En el pasado, la gente usaba diligencias para viajar.

Geçmişte insanlar at arabasıyla yolculuk ederlerdi.

Ella le mostró cómo se usaba el nuevo programa.

Yeni yazılımı nasıl kullanacağını ona gösterdi.

El ábaco se usaba mucho en la Edad Media.

Abaküs, Orta Çağ'da yaygın olarak kullanılmıştır.

Me abalancé sobre ella y le pregunté qué champú usaba.

hemen yanına üşüşüp hangi şampuanı kullandığını soruyorum.

En la antigüedad se usaba el carozo de la palta para producir jarabe.

Eski çağlardan beri insanlar şurup yapmak için avokadonun taşını kullanılmışlar.

Tom todavía usa el mismo talle de jeans que usaba cuando tenía veinte años.

Tom yirmi yaşındayken giydiği aynı beden pantolonu hâlâ giyebiliyor.