Translation of "Zapatos" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Zapatos" in a sentence and their turkish translations:

- Quítate los zapatos.
- Quítese los zapatos.
- Quítense los zapatos.
- Sacate los zapatos.
- Sáquense los zapatos.

Ayakkabılarınızı çıkartın.

- Pónganse sus zapatos.
- Póngase sus zapatos.

Ayakkabılarını giy.

Tendrán zapatos.

ayakkabılarınız var,

Venden zapatos.

Onlar ayakkabı satıyor.

Vendo zapatos.

- Ayakkabı satarım.
- Pabuç satarım.

- Tus zapatos están aquí.
- Aquí están tus zapatos.
- Sus zapatos están aquí.

Sizin ayakkabılar burada.

- Tus zapatos están desatados.
- Sus zapatos están desatados.
- Vuestros zapatos están desatados.

Ayakkabıların çözülmüş.

- Los zapatos están usados.
- Los zapatos están desgastados.

- Ayakkabılar yıpranmış.
- Ayakkabılar eskimiş.

- Estos zapatos son míos.
- Estos zapatos me pertenecen.

Bu ayakkabılar bana ait.

- ¿Puede repararme estos zapatos?
- ¿Puedes repararme esos zapatos?

Bu ayakkabıları tamir edebilir misin?

- Me saqué los zapatos.
- Me quité los zapatos.

Ben ayakkabılarımı çıkardım.

Ponte tus zapatos.

Ayakkabılarınızı giyin.

¡Ventila esos zapatos!

Şu ayakkabıları havalandır.

Desgasté mis zapatos.

Ayakkabılarımı eskittim.

Traeme mis zapatos.

Bana ayakkabılarımı getir.

Podemos fabricar zapatos.

- Ayakkabı yapabiliriz.
- Pabuç yapabiliriz.

Nos compra zapatos.

O bize ayakkabılar alır.

Necesito esos zapatos.

O ayakkabılara ihtiyacım var.

Quiero esos zapatos.

Şu ayakkabıları istiyorum.

Mis zapatos chirrían.

Ayakkabılarım gıcırdıyor.

Quítate los zapatos.

Botlarını çıkar.

Encontré mis zapatos.

Ayakkabılarımı buldum.

Quisiera unos zapatos.

Bir takım ayakkabı istiyorum.

Tiene zapatos cafés.

Onun kahve renkli ayakkabıları var.

Tiene zapatos marrones.

Onun kahverengi ayakkabıları var.

Necesitáis zapatos nuevos.

Yeni ayakkabılara ihtiyacınız var.

¿Cuáles zapatos quieres?

Hangi ayakkabıyı istiyorsun?

- No puedo encontrar mis zapatos.
- No encuentro mis zapatos.

Benim ayakkabılarımı bulamıyorum.

- Estamos acostumbrados a llevar zapatos.
- Acostumbramos a llevar zapatos.

Biz ayakkabı giymeye alışkınız.

- Tom llevaba zapatos blancos.
- Tom llevaba puestos zapatos blancos.

Tom'un beyaz ayakkabısı vardı.

- ¿Sabes cómo atarte los zapatos?
- ¿Sabes atarte los zapatos?

Ayakkabılarını nasıl bağlayacağını biliyor musun?

- Por favor, quítate los zapatos.
- Quitaos los zapatos, por favor.
- Quítese los zapatos, por favor.

Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın.

- ¿Usted puede arreglar mis zapatos?
- ¿Me puedes arreglar mis zapatos?
- ¿Me puede arreglar mis zapatos?

Ayakkabımı tamir edebilir misin?

- Por favor lústrese esos zapatos.
- Por favor, lústrate esos zapatos.

Lütfen bu ayakkabıları cilala.

- Sus zapatos son de color café.
- Sus zapatos son marrones.

Onun ayakkabıları kahverengidir.

- Ella llevaba unos zapatos blancos.
- Ella calzaba unos zapatos blancos.

O, beyaz ayakkabılar giydi.

- Tom se sacó los zapatos.
- Tom se quitó los zapatos.

Tom ayakkabılarını çıkardı.

- Tengo que lustrarme los zapatos.
- Tengo que sacarle brillo a mis zapatos.
- Tengo que bolear mis zapatos.

Ayakkabılarımı cilalamak zorundayım.

¿Dónde están los zapatos?

Ayakkabılar nerede?

Mis zapatos están desgastados.

Benim ayakkabılar yıpranmış.

¿Dónde compraste esos zapatos?

Ayakkabıları nereden aldın?

Le bolearon los zapatos.

O, ayakkabılarını parlattı.

Quisiera unos zapatos así.

Öyle ayakkabılar istiyorum.

Él lustró sus zapatos.

O ayakkabılarını parlattı.

Están caminando sin zapatos.

Onlar ayakkabı olmadan yürüyorlar.

¿Qué zapatos le gustan?

- Hangi ayakkabıları seviyorsun?
- Hangi ayakkabıları seviyorsunuz?

¿Dónde dejaste tus zapatos?

Ayakkabılarını nerede bıraktın?

Lleva zapatos de tacón.

O yüksek topuklu giyiyor.

Quiero comprar unos zapatos.

Birkaç ayakkabı satın almak istiyorum.

Estos zapatos me calzan.

Bu ayakkabılar ayaklarıma uyuyor.

Sus zapatos están aquí.

Ayakkabılarınız burada.

Están corriendo sin zapatos.

Onlar ayakkabısız koşuyorlar.

Yo quería zapatos rojos.

Ben kırmızı ayakkabıları istedim.

¿Venden ustedes zapatos deportivos?

- Spor ayakkabı satıyor musun?
- Spor ayakkabı satıyor musunuz?
- Spor ayakkabısı satıyor musunuz?

Mis zapatos son marrones.

Ayakkabılarım kahverengi.

Necesito unos zapatos nuevos.

Yeni ayakkabılara ihtiyacım var.

Mis zapatos nuevos chirrían.

Yeni ayakkabılarım gıcırdıyor.

¿Mis zapatos te gustan?

Ayakkabımı seviyor musun?

¿Pagaste por esos zapatos?

Şu ayakkabılar için ödeme yaptınız mı?

Mis zapatos han desaparecido.

Benim ayakkabılar gitti.

Mary necesita nuevos zapatos.

Mary'nin yeni ayakkabıya ihtiyacı var.

Ellos necesitan nuevos zapatos.

- Onların yeni ayakkabılara ihtiyacı var.
- Onlara yeni ayakkabılar lazım.

Él usaba zapatos viejos.

O, eski ayakkabılar giydi.

Esos son mis zapatos.

Onlar benim ayakkabılarım.

Llevas puestos mis zapatos.

Benim ayakkabılarımı giyiyorsun.

Tengo que comprar zapatos.

Ayakkabı satın almak zorundayım.

Estos zapatos son míos.

Bu ayakkabılar benim.

¿Qué zapatos llevas puestos?

Hangi ayakkabıları giyiyorsun?

- Él compró un par de zapatos.
- Compró un par de zapatos.

O bir çift ayakkabı satın aldı.

- Quiero unos zapatos marrones, no negros.
- Quiero zapatos cafés, no negros.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

- Los zapatos están hechos de cuero.
- Los zapatos son de cuero.

Ayakkabılar deriden yapılmıştır.

- Al final, ¿qué zapatos te compraste?
- ¿Por qué zapatos te decidiste?

Hangi ayakkabıyı almaya karar verdin?

Puede que no tengan zapatos;

Ayakkabılarınız olmayabilir.

zapatos similares, Jordania, EE. UU.

aynı ayakkabılar, Jordan, ABD.

Has limpiado tus zapatos, ¿no?

- Ayakkabılarını temizledin, değil mi?
- Ayakkabılarını sildin değil mi?

Ponte los zapatos, por favor.

Lütfen ayakkabılarını giy.

Compré un par de zapatos.

Bir çift ayakkabı aldım.

Estos zapatos son demasiado caros.

Bu ayakkabılar çok pahalı.

Tom se puso sus zapatos.

Tom ayakkabılarını giydi.

Estos zapatos son de Tom.

- Bu ayakkabılar Tom'a aittir.
- Bu ayakkabılar Tom'unki.

Por favor ponte los zapatos.

Lütfen ayakkabılarınızı giyin.

Le gustan sus zapatos nuevos.

O yeni ayakkabılarından memnun.

¿Qué zapatos son demasiado pequeños?

Hangi ayakkabılar çok küçük?

Tom se está probando zapatos.

Tom ayakkabıları deniyor.

Tom no encuentra sus zapatos.

Tom ayakkabılarını bulamaz.

¿Dónde te quitaste los zapatos?

Ayakkabılarını nerede çıkardın?

Tom quería lustrarse los zapatos.

Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.

¿De quién son estos zapatos?

Bunlar kimin ayakkabıları?

Estos zapatos son demasiado pequeños.

Bu ayakkabılar çok küçük.

Mis zapatos son demasiado pequeños.

Ayakkabılarım çok küçük.

Esos zapatos son de ella.

Bu ayakkabılar onun.