Translation of "Negro" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Negro" in a sentence and their turkish translations:

- Llevaba un sombrero negro.
- Ella usaba un sombrero negro.
- Usaba sombrero negro.

- O, siyah bir şapka giyiyordu.
- Siyah bir şapka takıyordu.

- Es un agujero negro.
- Es un hoyo negro.

O bir kara delik.

Como humo negro.

tıpkı siyah bir duman gibi.

Prefiero el negro.

Ben siyah olanını tercih ederim.

- ¿No es negro?
- ¿Acaso no es negro?
- ¿No es negra?

O siyah değil mi?

- Ella tiene un perro negro pequeño.
- Tiene un perrito negro.

Onun küçük siyah bir köpeği var.

¡Sí, miren, es negro!

Evet, bakın, siyah.

Tienen el pelo negro.

Onların siyah saçı var.

El gato es negro.

Kedi siyah.

Este cisne es negro.

Bu kuğu siyahtır.

El perro negro corría.

Siyah köpek koştu.

Siempre viste de negro.

Her zaman siyah giyer.

- Era negro.
- Era negra.

O siyahtı.

¡El mío es negro!

Benimki siyah!

Detesto el humor negro.

Ben kara mizahı sevmiyorum.

Lleva un sombrero negro.

O siyah bir şapka takıyor.

El oso es negro.

Ayı siyahtır.

Mi caballo es negro.

Atım siyah.

El lápiz es negro.

Kalem siyah.

Tu gato es negro.

- Kediniz siyah.
- Kediniz siyahtır.
- Kedin siyah.
- Kedin siyahtır.

El libro es negro.

Kitap siyahtır.

El negro es mío.

Şu siyah olan benim.

Tiene un perrito negro.

Onun küçük siyah bir köpeği var.

Este coche es negro.

Bu araba siyah.

Tengo el pelo negro.

Siyah saçlarım var.

Tengo un gato negro.

Siyah bir kedim var.

Tengo un perro negro.

Benim siyah bir köpeğim var.

- Ella siempre se viste de negro.
- Ella siempre viste de negro.

O her zaman siyah giyinir.

- ¿El color de su carro es negro?
- ¿Tu auto es negro?

- Araban siyah mı?
- Arabanız siyah mı?

Perro negro australiano en murciélago

Avusturalya siyah köpek yarasasında

Tom tiene un gato negro.

Tom siyah bir kedi besliyor.

El negro te queda bien.

- Siyah sana yakışıyor.
- Siyah sana uyar.

Tengo un perro negro grande.

Büyük bir siyah köpeğim var.

¿Tiene esta camisa en negro?

Sende bu gömleğin siyah olanı var mı?

Tomás estaba vestido de negro.

Tom siyah giyinmişti.

Tom tiene el pelo negro.

Tom'un siyah saçı var.

Ella iba vestida de negro.

O, siyah giymişti.

"Negro" es una palabra ofensiva.

"Zenci" kötü bir kelimedir.

Te sienta bien el negro.

Siyah sana yakışıyor.

Tom tiene un perro negro.

Tom'un siyah bir köpeği var.

Tom siempre viste de negro.

- Tom hep siyah giyer.
- Tom her zaman siyah elbiseler giyer.

El porvenir parecía muy negro.

Gelecek çok umutsuz görünüyor.

Le gusta el café negro.

O, şekersiz kahveyi sever.

El negro te sienta bien.

Siyah sana yakışıyor.

- ¿Lo has comprado en el mercado negro?
- ¿Lo compraste en el mercado negro?

Bunu karaborsadan mı aldın?

- El cuadro está en blanco y negro.
- La imagen está en blanco y negro.

Bu resim siyah ve beyaz.

Él era completamente negro y por lo tanto, lo llamaban Tango el Gato Negro.

O tamamen siyahtı ve bu nedenle Tango the Black Cat deniliyordu.

El chocolate negro contiene fitoestrógenos también.

bitter çikolata da fitoöstrojen içeriyor.

El carbón no es siempre negro.

Kömür her zaman siyah değildir.

Ella siempre se viste de negro.

Her zaman siyah giyinir.

Ese chico tiene el pelo negro.

O çocuk siyah saçlı.

- ¿No es negro?
- ¿No es negra?

O, siyah değil mi?

La viuda estaba vestida de negro.

Dul kadın siyah giyinmişti.

Tom estaba vestido entero de negro.

Tom tamamen siyah giyinmişti.

Tom conduce un coche negro, ¿no?

Tom siyah bir araba kullanıyor, değil mi?

Tenemos un perro blanco y negro.

Bizim siyah beyaz bir köpeğimiz var.

Ella estaba vestida entera de negro.

O tümüyle siyah giyindi.

Ella siempre está vestida de negro.

Her zaman siyah giyer.

Yo ando en un auto negro.

Siyah bir araba sürerim.

Tengo ojos castaños y pelo negro.

Benim kahverengi gözlerim ve siyah saçım var.

No todo es blanco y negro.

Her şey siyah ya da beyaz değildir.

Tom estaba usando un sombrero negro.

- Tom siyah bir şapka giyiyordu.
- Tom'un başında siyah bir şapka vardı.
- Tom siyah bir şapka takıyordu.

Porque las personas allá me llamaban "negro".

çünkü oradaki insanlar bana "zenci" diyordu.

Teníamos una televisión en blanco y negro

Siyah beyaz televizyonumuz vardı

Para mi eso es blanco o negro.

Bence bu konu siyah ya da beyaz.

Delgadito, negro, en una ciudad algo racista,

ırkçı sayılabilecek bir kentte cılız siyahi bir çocuktum.

¿Preferís el arroz negro, o el blanco?

Beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi tercih edersiniz?

Un humo negro salió de la chimenea.

Bacadan siyah duman çıktı.

A Tom le gusta su café negro.

Tom kahvesini koyu seviyor.

Él se escondió detrás del auto negro.

O siyah arabanın arkasına saklandı.

El cabello de ese muchacho es negro.

Şu çocuğun saçı siyahtır.

Tengo un perro blanco y uno negro.

Benim beyaz bir köpeğim ve siyah bir köpeğim var.

Tengo un perro negro y uno blanco.

Bir siyah ve bir beyaz köpeğim var.

Él se tiñó el pelo de negro.

O saçını siyaha boyadı.

¿Por qué ayudaste a ese perro negro?

O siyah köpeğe neden yardım ettin?

El hombre bajo lleva un traje negro.

Kısa adam siyah bir takım elbise giyiyor.

El hombre alto lleva un traje negro.

O uzun boylu adam siyah bir takım elbise giyiyor.

Un cuervo es negro como el carbón.

Bir karga, kömür kadar siyahtır.

- Todo se oscureció.
- Todo se volvió negro.

Her şey karardı.

Veo a una mujer vestida de negro.

Siyah giyinen bir kadın görüyorum.

Tom y Mary están vestidos de negro.

- Tom ve Mary her ikisi de siyah giyiyor.
- Hem Tom hem de Mary siyah giyiyor.

Tom se había vestido totalmente de negro.

Tom tamamen siyah giymişti.

Un perro blanco y negro me mordió.

Siyah ve beyaz bir köpek beni ısırdı.

Los perros ven en blanco y negro.

- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Köpekler, etrafı siyah - beyaz görür.