Examples of using "Extraña" in a sentence and their turkish translations:
Dedim ki "Dinle yabancı"
Ne tuhaf bir hikaye!
Tom Boston'u özlüyor.
O onu özlüyor.
Onun hikayesi garip görünüyor.
Hayat gariptir.
O tuhaf bir soru.
Onun hikayesi garip görünüyor.
O benim için bir yabancıdır.
Tuhaf bir geceydi
çok garip yaratık bu karıncalar
Yabancı bir his bana istila ediyor.
Dün gece tuhaf bir şey oldu.
Onun tutuklandığına şaşmamalı.
O, tuhaf deneyiminin öyküsünü anlattı.
Tom kızını özlüyor.
Açıklamam tuhaf görünebilir.
- Hayat ne kadar garip!
- Hayat ne kadar tuhaf!
Çok tuhaf bir mektup.
O, ailesini çok fazla özlüyor.
Dün gece garip bir deneyimim oldu.
Bu tuhaf makineyi kim icat etti?
Tom eşini özlüyor.
Seninki çok garip bir hikaye.
Tom'un seni özlediğini biliyorum.
Hayat çok tuhaf.
Bu değişik T şekli anladığımız kadarıyla,
Ve bu bana garip bir öz güven verdi.
O bana tuhaf bir şekilde baktı.
Bana garip bir ifadeyle baktı.
O, çok garip bir kişidir.
Tom'un seni özlediğinden eminim.
- Madritliler tuhaftır.
- Madritliler tuhaf.
- Madritli insanlar tuhaf.
Bu çok tuhaf bir mektup.
Bu kılıcın tuhaf bir tarihi var.
Gençler çoğunlukla tuhaf giysiler giyerler.
Tom çok tuhaf bir kişidir.
Orada tuhaf bir kadın gördüm.
Cümle kulağa biraz garip geliyor.
herkesi tuhaflaştırır.
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.
Yaşlı adam bana tuhaf bir hikaye anlattı.
Onun hikayesi garip, ama inandırıcı.
- Ne garip bir hikaye!
- Ne tuhaf bir hikaye.
Bilgisayarımın davranışı beni şaşırtır.
Onun gitmek istememesine şaşmamalı.
Tom son zamanlarda garip biçimde davranıyor.
bu uzaylı fikri biraz garip geliyor bizlere
Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.
Hikaye garip gelebilir , ama doğru.
O tuhaf biçimde davranmaya başladı.
Adam garip davranıyordu.
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
- Tuhaf bir şeyin üzerine adım attım.
- Garip bir şeye bastım.
O şimdi bana tamamen yabancıdır.
Benzerlik olağanüstü.
Çok garip bir durumda olduğumu hayal ettim.
Bu durum komik.
Dün Tom'un bana bakış şekli hakkında bir tuhaflık vardı.
Tom'un garip mantığı beklenmedik sonuçlar verdi.
Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,
Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.
"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,
Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat
Görünüşü de hayat tarzı kadar gariptir.
Resim derinliği olmadığı için tuhaf görünüyor.
Babam beni ve annemi özlüyor.
Bu şimdiye kadar yaptığım en tuhaf şey.
Üyeler dönüşümlü olarak garip deneyimi anlattı.
Ben o garip yemeği yemeyi denemek için çok cesarete ihtiyacım vardı.
bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,
Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.
Onun çocukları Tokyo'ya gitti ve onları çok özlüyor.
Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.
Tom, Mary'nin neden bu kadar garip davrandığını anlayamadı.
Bir şiir için garip bir seçim gibi görünüyor çünkü bir bakıma intihar şiiridir.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
Gerçeğin kurguya kıyasla yabancı olmasında şaşılacak bir şey yok. Kurgu mantıklı olmalıdır.
Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.