Translation of "Unidad" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Unidad" in a sentence and their turkish translations:

Unidad en la diversidad.

- Çoklukta teklik.
- Çeşitlilik içinde birlik.
- Kesrette vahdet.

¿Por qué unidad vais?

Kaçıncı ünitedesiniz?

¡La unidad es nuestra fuerza!

Birlik gücümüzdür!

¡Feliz Día de la Unidad Alemana!

Mutlu Alman Birlik Günü!

Las disputas acabaron con nuestra unidad.

Tartışma birliğimizi bozdu.

Y tercero, experimentando armonía, conexión y unidad.

Üçüncüsü ise uyum, bağ ve birlikten oluşan bir deneyimdi.

Para llevarla a la unidad de crisis

ambulans onu kriz ünitesine götürecekti,

Él habló de la unidad del partido.

O, parti birliği hakkında konuştu.

La unidad es mejor que el dinero.

Birlik paradan daha iyidir.

Cualquier unidad de su elección es en masa.

hangi ölçü birimini tercih ediyorsanız.

Una unidad espacial es de 150 millones de km.

1 uzay birimi ise 150 milyon km

La unidad táctica básica de infantería era el Batallón.

Temel taktik piyade birlikleri taburlardı.

Sería una nueva unidad de disco o un nuevo aparato.

olmasını bekliyoruz.

¿cómo podemos enfocar mejor la unidad y la curación colectiva?

bütünlük ve toplu iyileşmeyi nasıl daha iyi ele alabiliriz?

La familia es la unidad más importante de la sociedad.

Aile, toplumdaki en önemli birimdir.

Un individuo es la unidad más pequeña de la sociedad.

Bir birey toplumun en küçük birimidir.

El emperador es el símbolo de la unidad del pueblo.

İmparator, halkın birliğinin sembolüdür.

Por lo tanto la física cuántica revela una unidad básica del universo.

Kuantum fiziği böylece evrenin temel bir birliğini ortaya koyar.

- Una tableta es una computadora portátil con pantalla, circuitos y batería integrados en una sola unidad.
- Una tablet es una computadora portátil con pantalla, circuitos y batería integrados en una sola unidad.

Bir tablet, tek bir ünitede ekran devresi ve pili olan bir mobil bilgisayardır.

Muchas religiones orientales enseñan que hay una unidad detrás de la diversidad de los fenómenos.

Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.

La unidad fue enviada a luchar contra los españoles en el frente de los Pirineos Orientales,

Birlik, Lannes'ın cesur ve aktif bir subay olduğu

La unidad entró en acción contra los prusianos en 1793: en un brutal bautismo de fuego, la mitad

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,

Una unidad de aire acondicionado justo aquí mantenía el aire circulando a través de esta sección del restaurante.

Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.

¿Por qué es tan difícil de establecer que la célula nerviosa es la unidad básica del tejido nervioso?

Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu belirlemek neden bu kadar zor?