Examples of using "Tolerar" in a sentence and their turkish translations:
Böyle bir hakarete katlanamayız.
Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz
Tom buna tahammül etmeyecek.
Böyle bir hakarete tahammül edemem.
Böyle bir hakarete katlanamam.
Hatalarını bir daha hoş karşılamam.
bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler
Buna katlanılmayacak.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.