Examples of using "Terrible" in a sentence and their turkish translations:
Bu berbat.
Çok kötü bir şey oldu.
Berbat bir şey oldu.
O korkunçtur.
Bu korkunç.
Korkunç bazı şeyler oldu.
Korkunç bir şey gördüm.
Korkunç bir hata yaptım.
Bu korkunç olmalı.
karşımıza korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.
Berbat bir deneyim yaşadım.
Berbat bir haftaydı.
Yiyecek berbat.
Hikaye korkunç.
- Benim korkunç mide ekşimem var.
- Bende korkunç mide yanması var.
Oh! Bu çok kötü.
Ağrı korkunçtu.
Tom berbat görünüyor.
Onlar berbat bir raket yaptı.
O kadar korkunç mu?
Bu korkunç olmalı.
O, korkunç bir hataydı.
Bu berbat bir sorun.
Fransızcam berbat.
Bu gerçekten korkunç.
Berbat bir filmdi.
O burger korkunçtu!
O korkunç bir gündü.
Almancam çok kötüdür.
İngilizcem çok kötüdür.
İtalyancam çok kötüdür.
Rusçam çok kötüdür.
Japoncam çok kötüdür.
Çincem çok kötü.
Çok kötü üşüttüm.
Dün gece sert dondu.
Tom korkunç bir sır saklıyor.
Isı bugün korkunç.
Ne korkunç bir soğuk.
Berbat bir hata yaptım.
Tom çok kötü bir baba.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
Tom'un berbat bir baş ağrısı vardı.
Tom berbat bir sürücüdür.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
- Savaş korkunç bir şeydir.
- Savaş çok kötü bir şeydir.
Kocasının korkunç bir öksürüğü var.
Tom'a korkunç bir şey oldu.
O korkunçtur.
Seni bu berbat durumdan çıkaracağım.
Korkunç bir vakit kaybı gibi görünüyor.
O kendini kötü,zor bir duruma düşürdü.
Biz korkunç bir tehlike içindeyiz.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
Sami'nin berbat karın ağrısı vardı.
Biliyorum, şok edici, kötü bir fikir.
Türbulanstan dolayı sert bir uçuş yaptık.
Şiddetli bir baş ağrım var.
Oh, Tanrım!
Başıma korkunç bir trajedi geldi.
Onun büyük bir hata yaptığı açık.
Bu kampta yemek korkunç.
Atom bombası korkunç bir silahtır.
Otobanda korkunç bir kaza vardı.
Geçen hafta korkunç bir şey oldu.
Suikast, trajik ve korkunç olarak belirtildi.
Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta.
Özür dilerim, İspanyolcam berbattır.
tüm bu politikaların ciddi hatalar olduğunu söyler
O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,
veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.
- Korkunç bir kazaydı.
- O, korkunç bir kazaydı.
En korkunç düşman eski bir arkadaştır.
Burada çok az dükkan var ve sinema berbat.
Dün hava korkunç derecede soğuktu.
Berbat bir içki mahmurluğum var.
Soğuk hava berbat, değil mi?
"Benim köpeğimin bir burnu yok." "O nasıl kokluyor?" "Korkunç."
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
General John Pope korkunç bir hata yaptı.
- Ben kötü bir soğuk almışım.
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.
Tom, korkunç bir baş ağrısı ile uyandı.
- Kötü bir baş ağrım var.
- Korkunç bir baş ağrım var.
bu fantastik de olabilir korkunç da.
berbat servisi olan, oldukça pis bir restoran
harika ya da korkunç bir biçimde çarpan bir yıldırımdır.
Kötü bir fırtına nedeniyle dışarı çıkamadı.
O, o kadar korkunç ki onu düşünmek istemiyorum.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
Korkunç bir rüya gördüm.
''Harika bir fikir.'' ya da ''Berbat bir fikir.''
Veya berbat servisi olan pis bir restoran?
Onu kötü bir kader bekliyordu.
Para korkunç bir efendi ama mükemmel bir hizmetçidir.
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.