Translation of "Superviviente" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Superviviente" in a sentence and their turkish translations:

Para el superviviente, los peces...

Hayatta kalmak isteyen kişinin

¡Un río! Bueno para un superviviente.

Bir nehir! Mücadeleci için iyi bir şey.

Eso es bueno para un superviviente,

Bu, hayatta kalma mücadelesi verenler için iyi bir şey

Del último campeón superviviente de Hrolf.

bağlılık sözü almanın iyi bir fikir olacağını düşünüyor .

Un cadáver es bueno para el superviviente.

Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

Pescado fresco, gran comida para un superviviente.

Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.

Él es el único superviviente del pueblo.

O, köyde hayatta kalan tek kişi.

¡En silencio! Un cadáver es bueno para el superviviente.

Yavaşça ve sessiz! Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

Y, como superviviente, si no puedo usar las manos,

ve hayatta kalmaya çalışan biri olarak, ellerimi kullanamazsam

Kancha Sherpa es el último superviviente de aquella expedición.

Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.

Y eso, para el superviviente, es gran fuente de alimento.

Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.

Pero, para el superviviente, los huevos casi siempre son buena energía.

Ama hayatta kalmak isteyen için yumurtalar harika enerji kaynağıdır.

- El único superviviente del accidente fue un bebé.
- El único sobreviviente del choque fue una bebé.

Kazadan tek kurtulan bir bebekti.