Translation of "Sospecha" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sospecha" in a sentence and their turkish translations:

¿Estoy bajo sospecha?

- Ben şüphe altında mıyım?
- Zan altında mıyım?

Tom no sospecha nada.

Tom bir şeyden şüphelenmiyor.

Tom está bajo sospecha.

Tom zan altında.

Él está fuera de sospecha.

Ondan şüphe edilemez.

Tom sospecha de los europeos.

Tom Avrupalılardan kuşkulu.

La policía sospecha del anciano.

Polis yaşlı adamdan şüpheleniyor.

Me pregunta si Tom sospecha.

Tom'un şüpheli olup olmadığını merak ediyorum.

Sospecha cómo se puede conseguir esto,

kuşkusu olduğunu hissetsem de

Su comportamiento inusual despertó nuestra sospecha.

Onun uygunsuz hareketleri kuşkumuzu uyandırdi.

Su historia levantó la sospecha en mí.

Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.

El policía miró a Tom con sospecha.

Polis, Tom'a kuşkuyla baktı.

Somos presa del temor y de la sospecha.

Korkak ve şüpheci bir hâle geliyoruz.

La policía sospecha que han secuestrado a Tom.

Polis Tom'un kaçırıldığını düşünüyor.

Tomás sabe que la policía sospecha de él.

Tom polisin kendisinden şüphelendiğini biliyor.

La policía sospecha que él robó el banco.

Polis, bankayı onun soyduğundan şüpheleniyor.

Aunque siento que hay gente en la audiencia que, dubitativamente, sospecha.

Bazı izleyicilerin bunun nasıl yapılabildiği konusunda

Capaces de rastrear personas con sospecha de terrorismo en el mundo.

şüpheli teröristleri takip edebilecek teknolojiler geliştirmeye çalıştılar.

Estos se miran con sospecha estos días porque fueron escritos cientos de años

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl

- Sospechaba que él me dejaría.
- Tenía la sospecha de que él me dejaría.

Onun beni terk edeceğine dair bir şüphem vardı.

En mi confusión debo confesar que no sé hacia dónde debería dirigir mi sospecha.

Kafam karıştı, şüphelerimi nereye yönlendireceğimi bilmediğimi itiraf etmeliyim.

Tom tuvo la sospecha de que Mary había pasado el día leyendo libros de comic.

Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.

Lo trató con tanta sospecha que se fue a la finca familiar de su esposa en Baviera.

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

- Tom tenía la sospecha de que Mary estaba mintiendo.
- Tom tenía el presentimiento de que Mary estaba mintiendo.

Tom'un Mary'nin yalan söylediğine dair bir önsezisi vardı.

De noche, todo en una breve t night, all within a brief ventana de tiempo y sin levantar ninguna sospecha.

...bunların hepsi çok kısa sürede en ufak şüphe yaratmadan gerçekleştirildi.